Mobil giriş için Tapatalk uygulaması kullanılabilir.
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Çocuklarda Gelişimsel Kekemelik
PetraS
#1
Merhaba arkadaşlar,

şu ana kadar çocuklarla ilgili fazla bir şey yazmadığımızdan biraz o konuyu ele almak istiyorum.

Çocuklarda ne zaman kekemelikten bahsedilir?

Birçok çocuk kendi anadilini konuşmasını öğrendiği sırada (daha önce de bahsettiğim gibi genellikle 1-2 sözcüklü cümlelerden uzun cümlelere geçiş döneminde) 'kekelemeye' başlar. Genel olarak anılan rakam %5 gibi ama Avustralya'da son yıllarda yapılan kitlesel bir araştırma bu rakamın daha da yüksek olduğunu göstermiştir.

Fakat burada 'kekelemek' adı altında anımsanan gerçekten kekemelik midir? Ya da başka bir ifadeyle bir anne veya baba olarak çocuğumun gerçekten kekeleyip kekelemediğini nasıl tespit edebilirim?

Öncelikle şuna dikkat etmeniz lazım: emin olmadığınız zaman mutlaka bir uzmana başvurun! Yani 'geçer' diyen akraba ve komuşlarınızı dinleyip o tür ifadelerle avutulmaktansa uzmandan kesin bir cevap almanız çocuğun geleceği açısından her halükarda daha iyidir.

Terapistler genellikle gelişimsel kekemelikten (developmental stuttering) bahseder ki bundan biri geçici, biri de kalıcı olmak üzere iki çeşidi mevcut. İşin kötüsü hangisinin geçici, hangisinin kalıcı olduğunu saptamak bazen kolay değil. Daha doğrusu geçici olanının geçici olduğunu ancak geçtikten sonra kesin tespit edebilirsiniz.

Ama geçici kekemeliği hakiki, kalıcılaşmış veya kalıcılaşmaya elverişli bir kekemelikten ayırmanın bazı ipuçları vardır.
Yeni kekelemeye başlayan çocuklar harf tekrarından ziyade kelime veya hece tekrarlamasını gösteriyorlar. Örneğin:
Alıntı:Bana bana bana topu ver!
Çocuk büyük ihtimalle hakiki kekemelikte olduğu gibi söyleyeceği kelimeyi bilip de söyleyemiyor değil, tam tersine söyleyeceği kelimeyi henüz aradığından 'bana' kelimesini tekrarlıyor. Bu tür durumlarda endişelenecek hiç bir şey yoktur.

Ama bazen hece tekrarı da izlenmektedir:
Alıntı:Orada bir bababababalık var
Çocuklar bu tür hafif tekrarlamaları gösterdikleri zaman çoğu zaman bunun farkında değiller. En azından kendilerini konuşurken 'engelli' hissetmezler. Çünkü sözcük veya hece tekrarlamalarının çeşitli sebepleri olabilir. Çocuklar eşzamanlı olarak hem artikülasyonu, hem kendi anadillerinin kurallarını, hem cümle yapısını hem de her gün yeni yeni kelimeler öğreniyorlar. Burada sistem ister istemez bazen aksayabilir, bazen bütün bunlar tam eşzamanlı işlemiyor olabilir ve kekemeliğe benzeyen ve yukarıda anılan tekrarlamalar bu bağlamda oluşabilir.

Gelişimsel kekemelik diye anılan 'geçici' kekemelik değişik verilere göre 5 çocuktan 4'ünde (veya 4 çocuktan 3'ünde) kendiliğinden veya terapi sonucu tekrar düzelir.

Hakiki kekemelik olduğunu nasıl anlayabilirim?

Çeşitli tavsiyelere göre en geç çocuk bir yıl kekeledikten sonra uzmana başvurmak gerekiyormuş. Ancak ailede bilinen genetik bir yatkınlık varsa (çocuğun akrabalarından biri kekemeyse) ve çocuk ayrıca erkek ise daha önce uzmana başvurulması tavsiye edilir.

Kekelemeye başlayan bir çocuğun kendini konuşurken engelli hissettiğini çocuğun yakınları (anne-baba) ister istemez fark eder. Konuşurken aniden tıkanan çocuklar yaşadıkları çaresizliği dile bile getiriyorlar veya kimi zaman ağlıyorlar.
Alıntı:Anne, konuşamıyorum!
Böyle bir durumla karşılaştığınız zaman artık kesinlikle beklemeyin, uzmana başvurun!
Gerçek bir kekemelik geliştiren çocuklar artık hece veya sözcük tekrarından ziyade harf tekrarlaması gösterirler. Artık
Alıntı:B-b-b-b-b-bana topu ver
diyorlar.
(Bunun ötesinde çocuklarda izlenen kekemelik semptomlarının yetişkinlerinkinden farklılık gösterdiği söyleniyor)

Fakat bu tür kekemelikler de artık kalıcılaşmış kalıcılaşacak diye bir kaide yoktur. Çünkü iyi bir terapiyle çocuğun bu tür konuşma zorlukları büyük oranda geriletilebilir hatta tam geçirilebilir. Avrupa'da çok etkin diye anılan bir terapi metodu Avustralya'da oluşturulan 'Lidcombe' yöntemidir.

Genellikle küçük çocuklarda doğrudan müdahale yerine daha çok anne-babalara çocuğa karşı (özellikle konuşurken) nasıl davranmaları gerektiğine dair tavsiyelerde bulunuluyor.
Yaş ilerledikçe çocukla doğrudan terapi uygulanıyor.

Bu bağlamda şunu unutmamak gerekir. Son zamanda yapılan tüm araştırmalar, kekemeliğin beyinden kaynaklandığını ve kekemelerin beyinlerinin normal konuşanlarınkinden farklı olduğunu göstermiştir. Beyin de 25 yaşına kadar gelişir. Bu nedenle çocuklukta ve gençlikte iyileşme ihtimali daha yüksektir.
İyileşme olasılığı kekemeliğin ne kadar uzun süre devam ettiğine da bağlanır. İyileşenler çoğu zaman bir yıl içinde hem kekelemeye başlar hem de kekemeliği atlatır. Bazen 3-5 yaşında bir süre kekeleyen biri ergenlik çağında tekrar kekelemeye başlar.

Bunlar genel bilgilerdir. Ekleme yapmak isteyen varsa buyursun eklesin. Özel sorusu olan kişiler sorularını bu başlık altında veya yeni başlık açarak sorabilir.
Selamlar
Petra
#kekelemek #kekemelik #vanriper
Bul
Cevapla
PetraS
#2
Merhaba arkadaşlar,
gelişimsel kekemeliğin ileri bir aşaması 'kronikleşmiş gelişimsel kekemeliktir'. (Persistent developmental stuttering) Yetişkin olarak kekeleyen insanların çoğunda (ben de dahil olmak üzere) böyle bir durum mevcuttur.

Kekelemeye başlayan bir çocuk kekemeliğinin farkına vardığını mutlaka dışa yansıtır. Hem artık çabasız, yorulmadan konuşamadığını mimiğinden veya el ayak hareketlerinden anlarsınız, hem de çoğu durumda çocuk bunu yukarıda da bahsettiğim gibi ağlayarak veya dile getirerek gösterir.

Bu durumda kekeleyen bir çocuğun bakış açısından bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum:
  • Çocuk konuşurken kendisine zaman verin!
  • Takıldığı sözcükleri kendisi yerine tamamlamayın!
  • Nasıl konuştuğuna değil de ne konuştuğuna dikkat edin!
  • Empati gösterin, çocuğu kekelediği zaman kesinlikle cezalandırmayın!
  • Çocuğunuzu kekelese de kayıtsız şartsız sevdiğinizi gösterin!
  • Çocuğun kekemeliğine rağmen diğer kardeşlerinden hiçbir farkı olmadığını açıkça gösterin, kendisini değersiz hissetmesin!
  • Çocukta kekemeliğinden dolayı rahatsız oluyormuşsunuz veya utanıyormuşsunuz gibi bir izlenim bırakmayın!
  • Kekeleyen çocuğu terapiste götürdüğünüzde bunu sizin kekemeliğinden rahatsız olduğunuzdan değil de o kendini rahat hissetmediğinden dolayı yaptığınızı gösterin!
  • Kekemelik ve kekelemek kavramları aile içerisinde tabu olmamalı, çocuk kekemeliğinden dolayı her an anne-babasına sığınabilmeli!
  • Aile içerisinde kekelemek her zaman meşru olmalı!
  • Yaş ilerledikçe kekeleyen ünlüler (ses sanatçıları, futbolcular veya artistler) iyi bir örnek olabilir
Tabii ki anılan davranışlar kekemeliğin geçmesi için bir garanti değildir ama çocuğun kekemeliğine alışması ve daha sonra kendi gücüyle bir çözüm bulması için çok büyük kolaylıklar sağlar.

Unutmayın ki kekemelik ailenin davranış hatalarının sonucunda oluşan bir bozukluk değildir. Ama doğru bir davranış çocuğun işini önemli ölçüde kolaylaştırabilir.

Kekelememek büyük bir başarı, kekelemeye devam etmek de bir başarısızlıkmış gibi bir algı yaratmak çocuğun ruh sağlığı için hiç iyi değildir.
Alıntı:Aferin oğlum, bu sefer hiç kekelemedin
gibi övgüler çocuğu baskı altına alır ve kendini her zaman kekelememek için sıkmasına yol açar. Bunu başaramayacağını zamanla anlayan bir çocuk er geç gizli/örtülü semptomlara başvurur, kendini kekelemiyormuş gibi gösterir ama konuşurken kendini hiçbir zaman özgür hissedemez. En ufak bir takılmada acayip bir telaşa girer ve gitgide duyarlılaşır. Bunun sonucunda da sosyal ortamlardan kaçınmaya başlar.

Kekemelik bağlamında genellikle değer biçen kavramlar kullanılmamalı. 'Güzel konuşmak', 'kekemelikten kurtulmak' gibi kavramlar kekeme bir çocuğun iliğine işler ve kendisindeki 'eksiklikleri' ön plana çıkarır. Çocuğunuzda kesinlikle kekemeliğinden sorumluluk kendisindeymiş gibi bir izlenim bırakmayın. Çünkü kekemeliğinden sorumluluk kesinlikle kendisinde değildir, bir şey yanlış yaptığı da yoktur. Her türlü ek davranış, yüz göz tikleri vs. sadece konuşurken karşılaştığı engelleri/dirençleri aşmak amaçlıdır ki bunları normal konuşan biri kendi deneyimlerinden bilmez ve anlayamaz.

Selamlar
Petra
#kekelemek #kekemelik #vanriper
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 25/11/2024, 06:26