Merhaba, sizinle Almanya’da terapi aldığım enstitü ve terapi konseptiyle ilgili bilgi paylaşmak istiyorum. Amacım elbette reklam vb. birşey değil. Keşke bizde Bakanlığa bu farkındalığı kazandırıp böyle enstitülerin açılmasını sağlayabilsek....
Almanya’nın farklı farklı kentlerinden insanlar buraya gelip yoğun kekemelik terapisi alıyorlar. Terapi boyunca danışanlar burada kalıyor ve tamamen diğer insanlarla etkileşim içinde olup öğrendikleri tekniği bolbol uygulabilme şansını yakalıyorlar. Terapistler de genelde seans dışında bile danışanlar ile birlikte ve onların tekniği daha iyi uygulayabilmesi için uyarılarda bulunuyorlar.
*Öncelikle ilk günlerde her kekeme için ciddi bir gözlem yapılıyor. Normal konuşması, eğer varsa diğer dillerdeki konuşması, telefondaki konuşması ve şehir merkezinde rastgele insanlara anket-ropörtaj yapıp videolar ve ses kayıtları olarak kaydediliyor.
*Kullanılan teknik Dünyada en kabul gören tekniklerden Fluency Shaping. (Tamamen bilgisayar destekli)
*Sabahları mutlaka grup olarak bahçede yapılan nefes açma egzersizleriyle güne başlanıyor. Ardından grup terapi seansları ve telefon görüşmeleri yapılıyor. Telefonla aradığımız yerler genelde Otel,Cafe ,Müze, Mağaza vb. yerler oluyor ve aradığımız yerler ile alakalı sorular soruyoruz ve karşı taraf bizi normal bir müşteri gibi görüyor, Yani durumu anlamıyor.
*Terapinin bence en can alıcı noktası, “Transfer” dedikleri şehir merkezindeki rastgele yerlere-dükkanlara girip insanlarla konuşma çalışmaları... Grupça şehir merkezine inilip 2-3 kişilik gruplar oluşturuluyor ve mutlaka 1 terapistte sizinle birlikte oluyor ve konuşmanıza-tekniği nasıl uyguladığınıza şahit oluyor. Görünmeyecek şekilde ses kayıt cihazı ve mikrofonu açıyoruz ve rastgele istediğimiz insanlarla konuşmaya çalışıyoruz. Örneğin yoldan geçen rastgele birine “En yakın Deutschebank nerede bulabilirim?” gibi.. Terapi boyunca “transfer” çalışmaları yapılıyor ve ilkinde tek soru diğerlerinde karşılıklı conversation şeklinde geçiyor.
*Yoğun terapi sonunda, bu enstitüye danışmaya gelmiş diğer kekemeler ve ailelerine sunum yapılıyor.
3-6 ay sonra tekrar herkes burada buluşup, geribildirimlerini iletiyorlar ve terapist-danışan iletişimleri uzun süre devam ediyor.
Özellikle vurgulamak istediğim nokta; Türkiye’deki gittiğim terapistlerde tekniğin günlük hayata uygulanışı ile ilgili hiçbir çalışma yapılmamıştı, deneyimlediğim üzere kekemelik terapisinin en önemli bölümü bence bu olmalı. Çünkü danışan tekniği iyi bir şekilde yapsa bile günlük hayata uygulanışı o kadar kolay değil.
Türkiye’deki terapistlerimize de böyle bir farkındalık kazandırabilirsek ne mutlu..
Almanya’nın farklı farklı kentlerinden insanlar buraya gelip yoğun kekemelik terapisi alıyorlar. Terapi boyunca danışanlar burada kalıyor ve tamamen diğer insanlarla etkileşim içinde olup öğrendikleri tekniği bolbol uygulabilme şansını yakalıyorlar. Terapistler de genelde seans dışında bile danışanlar ile birlikte ve onların tekniği daha iyi uygulayabilmesi için uyarılarda bulunuyorlar.
*Öncelikle ilk günlerde her kekeme için ciddi bir gözlem yapılıyor. Normal konuşması, eğer varsa diğer dillerdeki konuşması, telefondaki konuşması ve şehir merkezinde rastgele insanlara anket-ropörtaj yapıp videolar ve ses kayıtları olarak kaydediliyor.
*Kullanılan teknik Dünyada en kabul gören tekniklerden Fluency Shaping. (Tamamen bilgisayar destekli)
*Sabahları mutlaka grup olarak bahçede yapılan nefes açma egzersizleriyle güne başlanıyor. Ardından grup terapi seansları ve telefon görüşmeleri yapılıyor. Telefonla aradığımız yerler genelde Otel,Cafe ,Müze, Mağaza vb. yerler oluyor ve aradığımız yerler ile alakalı sorular soruyoruz ve karşı taraf bizi normal bir müşteri gibi görüyor, Yani durumu anlamıyor.
*Terapinin bence en can alıcı noktası, “Transfer” dedikleri şehir merkezindeki rastgele yerlere-dükkanlara girip insanlarla konuşma çalışmaları... Grupça şehir merkezine inilip 2-3 kişilik gruplar oluşturuluyor ve mutlaka 1 terapistte sizinle birlikte oluyor ve konuşmanıza-tekniği nasıl uyguladığınıza şahit oluyor. Görünmeyecek şekilde ses kayıt cihazı ve mikrofonu açıyoruz ve rastgele istediğimiz insanlarla konuşmaya çalışıyoruz. Örneğin yoldan geçen rastgele birine “En yakın Deutschebank nerede bulabilirim?” gibi.. Terapi boyunca “transfer” çalışmaları yapılıyor ve ilkinde tek soru diğerlerinde karşılıklı conversation şeklinde geçiyor.
*Yoğun terapi sonunda, bu enstitüye danışmaya gelmiş diğer kekemeler ve ailelerine sunum yapılıyor.
3-6 ay sonra tekrar herkes burada buluşup, geribildirimlerini iletiyorlar ve terapist-danışan iletişimleri uzun süre devam ediyor.
Özellikle vurgulamak istediğim nokta; Türkiye’deki gittiğim terapistlerde tekniğin günlük hayata uygulanışı ile ilgili hiçbir çalışma yapılmamıştı, deneyimlediğim üzere kekemelik terapisinin en önemli bölümü bence bu olmalı. Çünkü danışan tekniği iyi bir şekilde yapsa bile günlük hayata uygulanışı o kadar kolay değil.
Türkiye’deki terapistlerimize de böyle bir farkındalık kazandırabilirsek ne mutlu..