Merhaba
Yaklaşık 5-6 yaş grubundan beri azlı-çoklu kekemelik sorunu yaşayan biri olarak küçük yaşlardan beri Türkiye'de birçok terapiste gittim. Küçükken ağır bir konuşma problemim vardı ve gittiğim terapistlerin de yardımıyla Lise döneminde gerçekten çok iyi bir akıcılığa kavuştum.Şuan 25 yaşındayım ve Türkçe konuşurken genelde gayet akıcı olan ancak yüzdesi düşük olsa da zaman zaman yer ve duruma göre takılan birisiyim. Öncelikle, bana şimdiye kadar yardımı ve desteği olan tüm Terapistlerimize teşekkür ederim.
Ancak Türkiye'de dile getirilmeyen, belki de dile getirilmekten çekinilen bir konuyu vurgulamak istiyorum. Bunu 24 yaşında Avrupa'ya eğitim amaçlı geldiğim zaman tam olarak farkına varabildim. Yabancı dil konuşurken akıcılığımın kaybolması ve onun etkileri üzerine Avrupa'da konuşma terapisi almaya başladım. Ve bana terapiye başlamadan önce ilk söylenen şey ;
1) Biz senin kekemeliğini geçiremeyebiliriz.. Büyük ihtimalle kekemeliğin hayatın boyunca seninle olabilir !! hock: hock:
2) Biz sana bununla nasıl yaşayacağını öğreteceğiz ve hayat yolunda etkilenmeden, mümkün olan en akıcı ve kontrollü bir şekilde konuşacaksın... Ancak bir daha asla kekelemezsin diye birşey asla söyleyemeyiz...!!!! :?
Avrupa'da konuşma terapisi alma şansı yakalamış biri olarak burada duyduklarım karşısında yaşadığım şoku lütfen hayal edin!!
Bu benim hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan birisiydi.. Çünkü Türkiye'de gittiğim neredeyse çoğu terapistte duyduğum ; "Kekemelik tamamen geçer ,%100 geçer, bu tamamen senin elindedir... Hatta alışkanlıktır...?? Veya bazı terapistlerin yaptığı gibi "Geçmiyorsa bu seninle alakalı, yapman gerekenleri tam yapmıyor olabilirsin" gibi cümleler duyunca suçu kendimde aradığım ,geçmiyor Allah kahretsin sorun bende diyip kendimi kötü hissettiğim birçok an oldu...
Daha büyük bir şok ta terapi almaya başladığımda terapistlerimden birinin de kekeliyor olduğunu görmek oldu. Tekniği kullandığı zaman nerdeyse hiç kekelemiyor ama her zaman kekeleme ihtimali olduğunun ve bundan doğal birşeyin olmadığını söylüyor.
Türk İnsanı olarak çok sonuç odaklıyız... Şimdi size bazı sorular sormak istiyorum...
1)Türkiye'deki terapistlerimiz danışanlarına terapiye başlamadan önce ''Biz senin kekemeliğini geçiremeyebiliriz''' deseler ne olur ??
2)Türkiye'de terapistlerimizden biri de bizim gibi kekelese o terapistimiz iş yapabilir mi? İnsanlarımız genelde bu adamın kendine faydası yok diye düşünmez mi??
Arkadaşlar Yurtdışında kekemelik üzerine Profesör olmuş , hayatını bu bilim dalına vermiş ve kekeleyen birçok bilim insanı var. Kelin ilacı olsa kendi başına sürmez mi??
Makalelerde ve bilimsel yazılarda genelde söylenen şey;
"It is considered a generally accepted assumption, that there is no such thing as a stuttering cure.''
Kesin çözümün/ çaresinin olmadığıdır.
Ancak uygulanan tekniği en mükemmel şekilde yapan en güzel şekilde akıcılık sağlayabilir.. Ancak bir daha asla kekelemezsin demek tamamen hayal ürününden başka birşey değildir..
Lütfen daha gerçekçi olalım.. Yoksa terapinin ardından kekeleyince mayına basmış gibi oluyor, üzülüyoruz..
Beklentiler yaralar.. Gerçekçi beklentiler ile terapi yaklaşımlarının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiler.
Yaklaşık 5-6 yaş grubundan beri azlı-çoklu kekemelik sorunu yaşayan biri olarak küçük yaşlardan beri Türkiye'de birçok terapiste gittim. Küçükken ağır bir konuşma problemim vardı ve gittiğim terapistlerin de yardımıyla Lise döneminde gerçekten çok iyi bir akıcılığa kavuştum.Şuan 25 yaşındayım ve Türkçe konuşurken genelde gayet akıcı olan ancak yüzdesi düşük olsa da zaman zaman yer ve duruma göre takılan birisiyim. Öncelikle, bana şimdiye kadar yardımı ve desteği olan tüm Terapistlerimize teşekkür ederim.
Ancak Türkiye'de dile getirilmeyen, belki de dile getirilmekten çekinilen bir konuyu vurgulamak istiyorum. Bunu 24 yaşında Avrupa'ya eğitim amaçlı geldiğim zaman tam olarak farkına varabildim. Yabancı dil konuşurken akıcılığımın kaybolması ve onun etkileri üzerine Avrupa'da konuşma terapisi almaya başladım. Ve bana terapiye başlamadan önce ilk söylenen şey ;
1) Biz senin kekemeliğini geçiremeyebiliriz.. Büyük ihtimalle kekemeliğin hayatın boyunca seninle olabilir !! hock: hock:
2) Biz sana bununla nasıl yaşayacağını öğreteceğiz ve hayat yolunda etkilenmeden, mümkün olan en akıcı ve kontrollü bir şekilde konuşacaksın... Ancak bir daha asla kekelemezsin diye birşey asla söyleyemeyiz...!!!! :?
Avrupa'da konuşma terapisi alma şansı yakalamış biri olarak burada duyduklarım karşısında yaşadığım şoku lütfen hayal edin!!
Bu benim hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan birisiydi.. Çünkü Türkiye'de gittiğim neredeyse çoğu terapistte duyduğum ; "Kekemelik tamamen geçer ,%100 geçer, bu tamamen senin elindedir... Hatta alışkanlıktır...?? Veya bazı terapistlerin yaptığı gibi "Geçmiyorsa bu seninle alakalı, yapman gerekenleri tam yapmıyor olabilirsin" gibi cümleler duyunca suçu kendimde aradığım ,geçmiyor Allah kahretsin sorun bende diyip kendimi kötü hissettiğim birçok an oldu...
Daha büyük bir şok ta terapi almaya başladığımda terapistlerimden birinin de kekeliyor olduğunu görmek oldu. Tekniği kullandığı zaman nerdeyse hiç kekelemiyor ama her zaman kekeleme ihtimali olduğunun ve bundan doğal birşeyin olmadığını söylüyor.
Türk İnsanı olarak çok sonuç odaklıyız... Şimdi size bazı sorular sormak istiyorum...
1)Türkiye'deki terapistlerimiz danışanlarına terapiye başlamadan önce ''Biz senin kekemeliğini geçiremeyebiliriz''' deseler ne olur ??
2)Türkiye'de terapistlerimizden biri de bizim gibi kekelese o terapistimiz iş yapabilir mi? İnsanlarımız genelde bu adamın kendine faydası yok diye düşünmez mi??
Arkadaşlar Yurtdışında kekemelik üzerine Profesör olmuş , hayatını bu bilim dalına vermiş ve kekeleyen birçok bilim insanı var. Kelin ilacı olsa kendi başına sürmez mi??
Makalelerde ve bilimsel yazılarda genelde söylenen şey;
"It is considered a generally accepted assumption, that there is no such thing as a stuttering cure.''
Kesin çözümün/ çaresinin olmadığıdır.
Ancak uygulanan tekniği en mükemmel şekilde yapan en güzel şekilde akıcılık sağlayabilir.. Ancak bir daha asla kekelemezsin demek tamamen hayal ürününden başka birşey değildir..
Lütfen daha gerçekçi olalım.. Yoksa terapinin ardından kekeleyince mayına basmış gibi oluyor, üzülüyoruz..
Beklentiler yaralar.. Gerçekçi beklentiler ile terapi yaklaşımlarının yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiler.