Kekemelik: Nöronlara Enerji Sağlama Bozukluğu mu?
Kekemelik, konuşma hareketlerinin istemli kontrolünün aralıklı olarak kaybedilmesiyle karakterize bir bozukluktur. Bu Hipotez ve Teori makalesi, kekemeliğin nöronlara enerji arzındaki bir bozulma ile ilişkili olabileceği önerisine odaklanmaktadır. Elektroensefalografi (EEG), beyin görüntüleme, genetik ve biyokimyadan elde edilen bulgular gözden geçirildi. Dinlenme halindeki EEG spektrumlarının analizleri, beta bandında azalmış metabolizma endikasyonları ile uyumlu olan, tekrar tekrar düşük güç bildirmiştir.
Bölgesel serebral kan akışının (rCBF) mutlak düzeyine ilişkin çalışmalar, frontal lobda rCBF'nin azaldığını bildiren iki çalışma ve farklı bir yönteme dayanan, hiçbir grup farklılığı bildirmeyen iki çalışma ile çelişkili bulgular göstermektedir. Bu çelişki henüz çözülmedi. Azalmış rCBF bildiren çalışmalardaki azalma modeli, glikolitik indeksin bölgesel modeline karşılık gelir (GI, Vaishnavi ve diğerleri, 2010). Yüksek bölgesel GI, oksidatif olmayan metabolizmaya, yani glikolize yüksek düzeyde bağımlılığı gösterir. Ayrıca, ARNT2 geninin varyantları kekemelik ile ilişkilendirilmiştir. Bu gen esas olarak beyinde, kabaca bölgesel GI modeline karşılık gelen bir modelle ifade edilir.
ARNT2 proteininin merkezi bir işlevi, beyin dokusunda düşük oksijen seviyelerini gösteren bir sensör sisteminin bir parçası olarak hareket etmek ve glikoliz aktivasyonu dahil olmak üzere uygun yanıtları etkinleştirmektir. Ayrıca, lizozomların işlevleriyle ilgili genlerin bazı kekemelik vakalarında rol oynadığı tespit edilmiştir. Bu gen varyantlarının, nöronlara azalan bir tepe enerji tedarik oranıyla sonuçlanması mümkündür. Son olarak, metabolik sistem ile dopamin sistemi arasındaki etkileşimlerin göstergeleri vardır: Örneğin, akut hipoksi, sinapslarda yüksek bir tonik dopamin seviyesi ile sonuçlanır - enerji arzının hafif kronik kısıtlamaları da yüksek dopamin seviyelerine neden olur mu? Bu tür etkileşim etkilerinin göstergeleri, kekemeliğin metabolik teorisinin, dopaminerjik teorinin araştırılmasına paralel olarak araştırılması gerektiğini düşündürmektedir.
Kekemeliğin serebral glikolizdeki bir bozuklukla ilişkili olabileceği ilk hipotezdir.
Per A. Alm
31 Ocak 2021/ Kabul: 10 Mayıs 2021
Sinirbilim Bölümü, Uppsala Üniversitesi, İsveç
frontiersin.org
https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fnhum.2021.662204/full
İlgili Konular:
Dil ile İlişkili Beyin Alanındaki Düşük Kan Akımına Bağlı Kekemelik
Kekemelik ve Nootropikler