Mobil giriş için Tapatalk uygulaması kullanılabilir.
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Küfür Ettiğimizde ya da Gerçekten Kızdığımızda Neden Kekelemiyoruz?
koray
#1
Küfür Ettiğimizde ya da Gerçekten Kızdığımızda Neden Kekelemiyoruz?

Çok öfkelendiğimizde, kendimizi tutmadan ve konuşmayı düşünmeden duygularımızı serbest bıraktığımızda, nasıl konuştuğumuzu kontrol etmeye çalışmıyoruz.
Küfür ettiğimizde ya da küfrederken, sözcükleri düşünmüyoruz ya da ne söyleyeceğimizi hazırlamıyoruz. Biz sadece düşüncesizce bir duyguyu ifade ediyoruz.
Bütün bunlar bize, konuşmayı ne kadar az kontrol edersek, ne kadar serbest bırakırsak ve sadece aklımıza geleni söylersek, konuşmanın o kadar kolay olduğunu gösteriyor. Ne kadar basitleştirirsek o kadar akarız.(Barbara Dahm SLP-CCC; BRS-FD)
Oyuncu Samuel L. Jackson'ın Amerikan Kekemelik Enstitüsü'nün galasında yaptığı konuşmada küfürün Tennessee'deki çocukluğundan beri mücadele ettiği kekemeliği önlediğini açıkladı.Bazı günler benim için yapabileceğim en iyi şey en sevdiğim kelimeyi söylemek.O kelimeyi söylediğimde kekelemiyorum.(huffpost)

Notlar:
-Yetişkinler felç geçirdiğinde ve sol yarıküre etkilendiğinde, sağ yarıküre onların küfretmesine izin verir.Sağ yarı kürenizin(duygusal işleme merkz.) yardımcı olduğundan şüpheleniyorum.
-Küfür etmek beyindeki dopamine bağlı duygusal tepkiler üretir.
-Küfür, diğer konuşma aktiviteleriyle karşılaştırıldığında beyinde farklı şekilde konumlandırılabilir ve işlenebilir. Spesifik olarak, yüksek dereceli işlem yapıları yerine amigdala ve bazal gangliyonları aktive edebilir.
-Küfür etmek beyninizin her iki tarafını da, yani sol beyninizdeki dil merkezini ve sağ beyninizdeki duygusal merkezini çalıştıran bir aktivitedir.Felç geçirenler veya kekemeler gibi konuşma güçlüğü çeken kişilerin küfrettiklerinde genellikle daha kolay konuşabilmelerinin nedeni bu olabilir.

Öfkelendiğimizde neden konuşamıyoruz/kekeliyoruz?

Öfke anında bazı insanlar, duygu yoğunluğu nedeniyle konuşmakta zorlanabilirler, hatta geçici olarak tamamen susabilirler. Bu, bedenin "savaş ya da kaç" tepkisiyle ilgili olabilir. Öfke anında, beyin duygusal bölgelere daha fazla odaklanır ve bu da bazen dil ve konuşma merkezlerinin etkinliğini geçici olarak azaltabilir.

Amigdala:
Beynin duygusal tepkilerden sorumlu olan bölgesidir. Öfke anında amigdala, tehlike algıladığında hızla tepki verir ve vücuda "savaş ya da kaç" tepkisini başlatması için sinyaller gönderir.
Aşırı aktif veya düzensiz çalışan bir amigdala, kişinin öfkeye aşırı tepki vermesine neden olabilir.

Prefrontal Korteks:
Beynin düşünme, karar verme ve duygu kontrolüyle ilgili olan bölümüdür. Prefrontal korteks, amigdalanın tepkilerini düzenler ve mantıklı kararlar alınmasına yardımcı olur.
Prefrontal korteksin yeterince gelişmemiş veya işlevsiz olması, öfkenin kontrol edilmesini zorlaştırabilir ve bu da konuşma güçlüğüne yol açabilir.

Hipotalamus:
Vücutta stres ve öfkeye yanıt olarak hormonların salınmasından sorumludur.
Hipotalamus, öfke anında adrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının salınmasını tetikleyerek vücudu "savaş ya da kaç" tepkisine hazırlar.

Nörotransmitterler:
Serotonin: Duygu durumu düzenleyen bir nörotransmitterdir. Düşük serotonin seviyeleri, öfke ve saldırganlık gibi duygusal patlamalara yatkınlığı artırabilir.
Dopamin: Ödül ve zevk ile ilişkilidir. Düzensiz dopamin seviyeleri, impulsif davranışlar ve öfke kontrol sorunlarına yol açabilir.
GABA (Gamma-aminobutirik asit): Beyinde sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Düşük GABA seviyeleri, anksiyete ve öfke gibi tepkileri artırabilir.

Nöronlar ve Sinapslar:
Öfke anında, nöronlar arasında bilgi aktarımı hızlı ve yoğun bir şekilde gerçekleşir. Eğer bu nöronlar arasındaki sinaptik bağlantılar düzgün çalışmazsa, öfke yönetimi zorlaşabilir. Bu, nörogelişimsel bozukluklar veya travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi durumlarda daha belirgin olabilir.

Bu süreçler arasında denge sağlanamadığında veya herhangi bir nörotransmitter düzensiz çalıştığında, öfke kontrolü zorlaşabilir ve kişinin konuşma yeteneği üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 28/11/2024, 22:08