Merhaba arkadaşlar,
her kekeme akıcı konuşabilir. Kekemeyi kekeme yapan, her yerde ve her zaman akıcı konuşamamasıdır.
Zaten Van Riper o yüzden demiş ki
Çünkü kendi kendimize konuşurken kekelesek ne olacak, kekelemesek ne olacak?
Ama kekemelik özellikle insanlarla konuşurken ortaya çıkar. Kedimle veya köpeğimle konuşurken kekelesem dahi kesinlikle sert bir blok oluşmaz. Blok oluşsa bile çabuk geçer. Daha çok bir duraksama gibi olur.
Küçük çocuklarla konuşurken kimi kekeme az kekelediğini kimisi de hiç kekelemediğini söyler. Ama 3-4 yaşındaki çocuklarla konuşurken, özellikle de çocuğun anlayabileceği bir şekilde söylemeye özen gösteren kimi kekeme daha çok kekelediğini anlatıyor.
Kekemelerin büyük çoğunluğu yabancı, tanımadıkları insanların yanında kekemeliğinin arttığını, aile içerisinde veya samimi oldukları insanların yanında da azaldığını söylüyor. Saygı duyduğu veya korktuğu insanların ve otoritelerin yanında artıyor, üstünlük hissettiği insanların yanında da azalıyor.
Birçok kekeme büyük insan topluluklarının önünde konuşmaktan çekiniyor çünkü takılmaların çoğalacağını biliyor, kimisi ise özel konuşmalarda kekeliyor ama insan toplulukları huzurunda konuştuğu zaman hiç kekelemiyor.
Bu durumlar özellikle her kekemenin kendi kekemeliğine karşı olan tutumuna bağlıdır. Kekemeliğini gizleyen, kamufle etmeye çalışan insanlar kendini ele vermekten korktukları için korku ve heyecan duydukları anda daha fazla kekelerler, kekemeliği konusunda rahat olan, kekemeliğini herkese açmaya hazır olan kişiler de heyecen ve korku duymadıklarından önemli ortamlarda daha az kekelerler.
Sesli okumak da kekemeden kekemeye değişir. Bazı ağır kekeleyen insanların okurken hiç kekelemediğini gördüm, bazı kekemeler de okurken normal durumlardan daha fazla kekelerler. Bunun da çeşitli gerekçeleri olabilir.
Yalnız birçok kişiyle yapılan deneyler bazı durumların bütün kekemelerde aynı olduğunu göstermiştir.
Birini zaten biliyorsunuz, o da şarkı söylemek. Şarkı söylerken hiçbir kekeme kekelemez.
Ama bir şey daha var, o da koro halinde konuşurken insanın kekelememesidir. Siz sınıfta koro halinde okuyor muydunuz? Almanya'da genellikle o yöntem köhnemiş, kullanılmıyor artık ama başka ülkelerden biliyorum. Bütün sınıf birlikte okurken kekeme olan bir çocuk normalinde kekelemez.
Aslında bu öğretmenlerin sınıfta yararlanabileceği bir yöntem olabilir. Kekeme bir çocuk tek başına okumaz, iki veya üç çocuk birlikte okuyabilir.
Bir de 'gölgede konuşma' diye bir yöntem vardır. Bir kişi konuşuyor, öbürü takip edip aynısını aynı anda (onun gölgesinde) söylemeye çalışıyor. Yapılan araştırmalara göre kekemeler bu yönteme başvurdukları zaman kekelemez.
Kekemelerin doğal olarak kekelemediği bir yöntem daha vardır, o da fısıldayarak (yani ses tellerinde hiç bir titreşim yokken) konuşmaları.
Bir de bir kekeme kendi sesini hiç algılayamadığı zaman genellikle kekelemez.
Normalinde konuşurken düşüncelerimiz konuşmamızı yönetiyor ve kendi kendimizi artikülasyon hareketlerini hissederek ve kendi sesimizi işiterek kontrol ediyoruz. Ancak kulağımızı yüksek bir hışırtı ile sağır ettiğimiz zaman kekemelik anında kayboluyor. Bunu şu linkin üzerine tıklayarak deneyebilirsiniz.
https://youtu.be/Hzw0kslJPsE
Mümkünse kulağın üstünü de kapatan bir kulaklık kullanın ve hışırtıyı kendi sesinizi hiç duymayacak şekilde açın.
Ondan sonra da konuşmaya çalışın, eğer hışırtı düşüncelerinizi karıştırırsa da kitaptan okuyun. Kekemelik anında geçer. Ne zaman yine kendinizi duyarsanız kekemelik de geri döner.
Bu ve benzeri gerçekler nedeniyle kekemeliğin 'dikkat' ve dikkatimizi neyin üzerine odakladığımıza da bağlı olduğu var sayılır.
Şimdi bütün bu değiişik konuşma fırsatlarını değerlendirdiğinizde sizin kişisel durumunuz nasıl? Onu merak ediyorum. Ben hepsini kendi açımdan tek tek cevaplayabilirim.
Selamlar
Petra
her kekeme akıcı konuşabilir. Kekemeyi kekeme yapan, her yerde ve her zaman akıcı konuşamamasıdır.
Zaten Van Riper o yüzden demiş ki
Alıntı:Sana akıcı konuşmayı öğretmeme gerek yok, onu zaten bilirsin. Sana öğretebildiğim daha cazip bir şekilde kekelemek.Kekemelik genellikle iletişim bağlamında kendini gösterir. Ezbere konuşmaktan ziyade serbest konuştuğumuz ortamlarda. Kahrolduğumuz nokta da orası zaten.
Çünkü kendi kendimize konuşurken kekelesek ne olacak, kekelemesek ne olacak?
Ama kekemelik özellikle insanlarla konuşurken ortaya çıkar. Kedimle veya köpeğimle konuşurken kekelesem dahi kesinlikle sert bir blok oluşmaz. Blok oluşsa bile çabuk geçer. Daha çok bir duraksama gibi olur.
Küçük çocuklarla konuşurken kimi kekeme az kekelediğini kimisi de hiç kekelemediğini söyler. Ama 3-4 yaşındaki çocuklarla konuşurken, özellikle de çocuğun anlayabileceği bir şekilde söylemeye özen gösteren kimi kekeme daha çok kekelediğini anlatıyor.
Kekemelerin büyük çoğunluğu yabancı, tanımadıkları insanların yanında kekemeliğinin arttığını, aile içerisinde veya samimi oldukları insanların yanında da azaldığını söylüyor. Saygı duyduğu veya korktuğu insanların ve otoritelerin yanında artıyor, üstünlük hissettiği insanların yanında da azalıyor.
Birçok kekeme büyük insan topluluklarının önünde konuşmaktan çekiniyor çünkü takılmaların çoğalacağını biliyor, kimisi ise özel konuşmalarda kekeliyor ama insan toplulukları huzurunda konuştuğu zaman hiç kekelemiyor.
Bu durumlar özellikle her kekemenin kendi kekemeliğine karşı olan tutumuna bağlıdır. Kekemeliğini gizleyen, kamufle etmeye çalışan insanlar kendini ele vermekten korktukları için korku ve heyecan duydukları anda daha fazla kekelerler, kekemeliği konusunda rahat olan, kekemeliğini herkese açmaya hazır olan kişiler de heyecen ve korku duymadıklarından önemli ortamlarda daha az kekelerler.
Sesli okumak da kekemeden kekemeye değişir. Bazı ağır kekeleyen insanların okurken hiç kekelemediğini gördüm, bazı kekemeler de okurken normal durumlardan daha fazla kekelerler. Bunun da çeşitli gerekçeleri olabilir.
Yalnız birçok kişiyle yapılan deneyler bazı durumların bütün kekemelerde aynı olduğunu göstermiştir.
Birini zaten biliyorsunuz, o da şarkı söylemek. Şarkı söylerken hiçbir kekeme kekelemez.
Ama bir şey daha var, o da koro halinde konuşurken insanın kekelememesidir. Siz sınıfta koro halinde okuyor muydunuz? Almanya'da genellikle o yöntem köhnemiş, kullanılmıyor artık ama başka ülkelerden biliyorum. Bütün sınıf birlikte okurken kekeme olan bir çocuk normalinde kekelemez.
Aslında bu öğretmenlerin sınıfta yararlanabileceği bir yöntem olabilir. Kekeme bir çocuk tek başına okumaz, iki veya üç çocuk birlikte okuyabilir.
Bir de 'gölgede konuşma' diye bir yöntem vardır. Bir kişi konuşuyor, öbürü takip edip aynısını aynı anda (onun gölgesinde) söylemeye çalışıyor. Yapılan araştırmalara göre kekemeler bu yönteme başvurdukları zaman kekelemez.
Kekemelerin doğal olarak kekelemediği bir yöntem daha vardır, o da fısıldayarak (yani ses tellerinde hiç bir titreşim yokken) konuşmaları.
Bir de bir kekeme kendi sesini hiç algılayamadığı zaman genellikle kekelemez.
Normalinde konuşurken düşüncelerimiz konuşmamızı yönetiyor ve kendi kendimizi artikülasyon hareketlerini hissederek ve kendi sesimizi işiterek kontrol ediyoruz. Ancak kulağımızı yüksek bir hışırtı ile sağır ettiğimiz zaman kekemelik anında kayboluyor. Bunu şu linkin üzerine tıklayarak deneyebilirsiniz.
https://youtu.be/Hzw0kslJPsE
Mümkünse kulağın üstünü de kapatan bir kulaklık kullanın ve hışırtıyı kendi sesinizi hiç duymayacak şekilde açın.
Ondan sonra da konuşmaya çalışın, eğer hışırtı düşüncelerinizi karıştırırsa da kitaptan okuyun. Kekemelik anında geçer. Ne zaman yine kendinizi duyarsanız kekemelik de geri döner.
Bu ve benzeri gerçekler nedeniyle kekemeliğin 'dikkat' ve dikkatimizi neyin üzerine odakladığımıza da bağlı olduğu var sayılır.
Şimdi bütün bu değiişik konuşma fırsatlarını değerlendirdiğinizde sizin kişisel durumunuz nasıl? Onu merak ediyorum. Ben hepsini kendi açımdan tek tek cevaplayabilirim.
Selamlar
Petra
#kekelemek #kekemelik #vanriper