Merhaba Ayhan bey,

ayhan topaloglu yazdı:Kassel terapi yöntemiyle bazı farklılıklar olsa da bizdeki 14 günde kekemelige son merkezleri yöntem ve icerik olarak birbirine çok benziyor...

Aradaki en büyük fark, Kassel'dekiler hiç bir zaman kekemeliğin bu yöntemle biteceğine söz vermiyorlar. Sadece yöntemi uyguladıkları müddetçe akıcı konuşmanın mümkün olduğunu söylüyorlar.
Benim tanıdığım Kassel'de terapi gören arkadaşlarım en çok yöntemi uyguladıkları müddetçe 'kendileri' olamadıklarından yakınıyorlar. Onun için zaten çok ağır vakalar için uygun bir yöntem olduğu söyleniyor. Çünkü onlar için yapay da olsa akıcı konuşabilmek çok büyük bir ilerlemedir.
Ancak kekemelikleri belirgin ama çok şiddetli olmayan kişiler için semptom anında modifikasyon yapmak daha cazip gelebilir. Çünkü takılana kadar kendi konuşma tarzlarıyla konuşuyorlar ve kekeledikleri anda da hangi yaklaşımı sergileyecekleri konusunda özgürler. Ya işi akışına bırakırlar, ya hafif kekemelik (easy stuttering) uygularlar ya da pull-out yöntemiyle kendilerini kurtarırlar. Nasılsa açıkça kekelemek onlar tarafından bir yenilgi olarak algılanmıyor.

ayhan topaloglu yazdı:...Bu süre sonunda gerçekten belirgin bir farklılık yaşanıyor.Devaminda çalışma gün ve saatleri azalıyor.Fakat daha önceden de çeşitli forumlarda belirtildiği gibi Aşınma devreye giriyor ve kale çöküyor maalesef.

Aynen. Ve duygularda bir değişillik yaratılmadan, kekemelik hala bir öcü, bir canavar gibi görüldüğü müddetçe birey anılan çöküntüden sonra psikolojikman daha kötü bir duruma geliyor.

ayhan topaloglu yazdı:Bu iş insanların arasına karışıp,ozgürce Kekemeliği kabullenmeden,kendinle barışık olmadan imkansız.Sizinle ve Ercan beyle bu konuyu daha önce de konuşmuştuk.Sizlerin oneri ve destekleri,mevcut kaynakları (Özellikle Kekemeler İçin Öneriler kitabı)inceleyecerek Van Riper metodunu oğlumla uygulamak için plan aşamasındayız.Benim gayretlerim,sizlerin desteği ve oğlumun isteğiyle başarılı olacağımızı inanıyorum.

Size katılıyor, oğlunuz için başarılar diliyorum.
Petra

Karakter sorunu çıkmış bazı yazılarda.Tam olmasa da yazının anlaşılır hali bu olabilir.

Bana her zaman blok çözme tekniklerini nasıl uyguladığımı soruyorsunuz. Aslında bu soruya bir terapistin daha iyi yanıt vereceğini düşünüyorum ve bu yazıyı okuyan terapistleri de kendi önerilerini yazmaya davet ediyorum!
Arkadaşımın bir sorusu şöyle:

Alıntı:“Dilde, dudakta veya nefeste bir bozukluk yok ama konuşmada takılma var. Kendimden örnek vereyim: Mesela 'K' harfini söyleyemiyorum, çünkü üst damaktan alta inemiyor ve blok oluşuyor. Bu bazen kendi halimdeyken de oluyor. Peki, terapist bu soruna nasıl bir yaklaşım sergiliyor? Mutlak bir sorun mu bu?”

Tabii ki terapist bu duruma dikkat eder, ancak sizin beklediğiniz şekilde olmayabilir.

---

Kassel Kekemelik Terapisi
(Kassel, Almanya’da büyük bir şehir.)
Bu terapide fluency shaping adı verilen bir teknik kullanılıyor. Takılma yaşasanız da yaşamasanız da konuşma akıcılığını artırmayı hedefleyen bir yöntemdir. Blokların üstesinden gelmek için kontrollü konuşma teknikleri öğretilir.
İzlemek isteyenler için 4 dakikalık kısa bir video:
Video bağlantısı
Videoda terapinin işleyişini görebilirsiniz. Bilgisayar destekli nefes egzersizleri ve yumuşak giriş tekniği öğretiliyor. Terapiden geçen genç kekeme, öğrendiği teknikleri uyguluyor ve konuşmasını yumuşatarak geliştiriyor. Terapist, günde 11 saat yoğun çalışma yaptıklarını ve bu süreçte grup terapisi uyguladıklarını anlatıyor. Ardından 3 günlük tazeleme kursları düzenleniyor.
Avantaj ve Dezavantajlar

• Avantajı: Almanya’da bu terapi, sağlık sigortası tarafından tamamen karşılanıyor.
  
• Dezavantajı: Duygusal boyutuna yeterince odaklanılmıyor. Terapiden sonra eski takılmalara dönen bazı kişiler olabiliyor. Ancak teknikleri uygulamayı sürdüren kişiler de başarılı sonuçlar alabiliyor.
  

---

Bonn Kekemelik Terapisi
(Bonn, Almanya’nın eski başkentidir.)
Bu terapide ise duyarsızlaştırma çalışmaları önemli bir yer tutuyor. Kişinin kekemelik korkusuyla yüzleşmesi sağlanıyor. Terapinin temelinde, kekemeliğin sadece bir konuşma sorunu olmadığını, aynı zamanda psikolojik boyutları da içerdiğini vurguluyorlar.
İlgili 20 dakikalık video:
Video bağlantısı
Videoda bir profesör, kekemeliğin nörolojik bir temeli olduğunu ve bu yüzden terapinin Bonn Kliniği’nin nöroloji bölümünde sunulduğunu anlatıyor. Kişiye özel programlar hazırlanıyor ve psikologlarla iş birliği yapılıyor.
Duygusal Yönün Önemi
Terapide, buzdağı metaforu kullanılıyor:

• Yüzeyde görünen takılmalar, buzdağının sadece küçük bir kısmı.
  
• Asıl sorunlar; korku, utanç, özgüven eksikliği ve kaygı gibi duygusal faktörlerden kaynaklanıyor.
  

Terapinin iki aşaması var:

1. Duygusal sorunlarla yüzleşmek (psikoterapi desteğiyle).
   
2. Konuşma tekniklerini uygulamak (sağlam bir temele oturtarak).
   

Bir terapist şöyle diyor:

Alıntı:“Kekemelik sadece bir konuşma sorunu değildir. Asıl zorluk, kişinin yaşadığı duygusal yüklerdir.”

---

Terapinin Başarı Ölçütü
Terapistlerin vurguladığı bir nokta var: Başarı, teknikleri yalnızca terapide değil, günlük yaşamda da uygulayabilmekle ölçülüyor. Yani, kişinin terapi odasının dışında da bu teknikleri kullanması önemli.
Bir danışan, terapi sürecinde özgüveninin arttığını ve artık konuşmaktan kaçınmadığını söylüyor:

Alıntı:“Kendimi ifade edebildiğim için artık topluluk önünde konuşmaktan korkmuyorum. Terapi, sadece teknik değil, hayatıma farklı bir bakış açısı kattı.”

---

Türkiye’de Durum