Yirmi sekiz yaşıma kadar şiddetli kekemelik problemim vardı. Konuşmamda meydana gelen mucizevi değişiklikler, terapistim Dr. Charles Van Riper'ın ve onun bana verdiği zorlu görevler karşısında gösterdiğim çabalarım sayesinde olmuştur.
...
..
Terapinin ortalarındaydım ve daha çok "istemli kekemelik" üzerinde çalışıyorduk. Bilinçli ve kasıtlı olarak her zaman yapmaya çalıştığım şey, kekeleMEMEkti. İstemli kekelemeye çalışmak benim için başaramayacağıma inandığım zorlu bir görev olmuştu. İlerlememdeki eksiklik nedeniyle depresif bir ruh haline girmiştim.
Bir gün Van, Lion's Klüpte yapacağı kahvaltı konuşması için Allegan Michigan'a giderken kendisine eşlik etmemi istedi. Van, ertesi sabah saat 06.00' da beni aldı. Gecenin büyük bir kısmında konuşmak zorunda kalır mıyım acaba diye düşünerek uyuyamamıştım ve duş almak yada traş olmak aklıma bile gelmemişti.
Van. yol üstündeki küçük bir lokantada durduğunda, bir fincan kahve ve çörek için ölüyordum. İçeride birkaç kamyoncu masada oturmuş gülüp konuşuyordu. Van ile birlikte bara oturduk. Garson yaklaştı ve siparişimi sordu.
Kekelemeye başladım. Aşağıya doğru baktım. Tek görebildiğim, garsonun kocaman göbeğinin üzerinde duran yağlı önlüktü. Sıkıntımın onu eğlendirdiğinden emindim. Elimi başıma koydum ve dudaklarımı büzdüm. Siparişimin ilk hecesiyle mücadele etmeye devam ediyordum. Kamyoncuların kahkahaları daha çok dikkatimi çekmeye başlamıştı, belliki düştüğüm zor duruma gülüyorlardı. Sonunda zorlukla "k-k-k-kahve" demeyi başarabildim ve çörekten vazgeçmeye karar verdim. Garson, siparişini almak üzere Van'a döndü. Ben, paçayı kurtarmıştım! Van'ın yalandan kekelemeğe başladığını duyduğumda, rahatlama duygusu yerini şaşkınlığa bıraktı.
Van, kekeleyerek ikimiz için kahve ve çörek siparişi verirken garsonun tepkisi beni şok etmişti ve bu oldukça keyifliydi. Kamyonculara gizlice bir göz attım. Hala konuşup gülüyorlardı ama varlığımızdan tamamen habersiz gibiydiler. Garson,gerçekçi bir ses tonuyla, "daha önce hiç, kekeme iki kişiyi görmemiştim. Benim erkek kardeşim de kekeme" dedi.
Van cevap verdi: "Evet, ikimiz de k-k-k-kekemeyiz. Ben bir profesörüm ve arkadaşımla birlikte bir k-k-k-kahvaltı konuşması yapmak üzere Allegan'a g-g-g-g-gidiyoruz."
Garson:"Bu harika" dedi ve Van'a siparişlerini getirmek için ayrıldı. Van kekelerken gözlemlediğim şey, ben siparişi verdiğimde kekelerken ortaya çıktığını düşündüğüm tablonun tam zıttı idi.
Ertesi hafta boyunca keyifsizdim. Çünkü yıllarca kekemeliğimin başkalarının tepkisi nedeniyle oluştuğunu düşünerek ne kadar yanıldığımı fark etmiştim. Bu konuyu Van ile tartışmak için sabırsızlanıyordum. Yanına gittiğimde gözyaşları içindeydim. "Benim sorunum kekemelik değil, DEĞİL Mİ?" dedim.
Van uzun bir süre duraksadı. Onaylayıcı bir şekilde başını salladı ve cevap verdi:"ŞİMDİ ÇALIŞMAYA BAŞLAYABİLİRİZ!"
Problemimi daha iyi anlamamı ve konuşmamı kontrol etmemi sağlayan, bütün bu yanlış düşüncelerle ilgili yaptığım keşifti. Kendimi sorgulamaya başladım; problemimin bir kısmı, insanlarla nasıl ilişki kuracağımı bilmeyişim miydi ?
İnsanlar kekemeliğim hakkında ne düşünüyordu?
Kekeme olmam, diğer insanların gerçekten umurunda mıydı?
Benim kekemeliğime verdiğim tepki başkalarının verdiği tepkiyi belirliyor muydu ?
Başkalarını dinliyor muydum ?
Başkaları nasıl konuşuyor ve dinliyordu?
İlerlememi engelleyen düşünceler ve fikirler nelerdi?
Van'ın önerdiği şekilde "kolay kekelemeyi" denemeli miydim?
Van'ın görevlerini yapmayı kabul ederken, eskisi gibi sınırlar hissetmiyordum. İleriye gidebilirdim ve kendi davranış biçimimi planlayabilirdim. Konuşmaktan kaçınmayı bıraktım. Kekemelik artık beni kontrol etmiyordu.
(Joseph G. Agnello-Kekemeler için Öneriler)
...
..
Terapinin ortalarındaydım ve daha çok "istemli kekemelik" üzerinde çalışıyorduk. Bilinçli ve kasıtlı olarak her zaman yapmaya çalıştığım şey, kekeleMEMEkti. İstemli kekelemeye çalışmak benim için başaramayacağıma inandığım zorlu bir görev olmuştu. İlerlememdeki eksiklik nedeniyle depresif bir ruh haline girmiştim.
Bir gün Van, Lion's Klüpte yapacağı kahvaltı konuşması için Allegan Michigan'a giderken kendisine eşlik etmemi istedi. Van, ertesi sabah saat 06.00' da beni aldı. Gecenin büyük bir kısmında konuşmak zorunda kalır mıyım acaba diye düşünerek uyuyamamıştım ve duş almak yada traş olmak aklıma bile gelmemişti.
Van. yol üstündeki küçük bir lokantada durduğunda, bir fincan kahve ve çörek için ölüyordum. İçeride birkaç kamyoncu masada oturmuş gülüp konuşuyordu. Van ile birlikte bara oturduk. Garson yaklaştı ve siparişimi sordu.
Kekelemeye başladım. Aşağıya doğru baktım. Tek görebildiğim, garsonun kocaman göbeğinin üzerinde duran yağlı önlüktü. Sıkıntımın onu eğlendirdiğinden emindim. Elimi başıma koydum ve dudaklarımı büzdüm. Siparişimin ilk hecesiyle mücadele etmeye devam ediyordum. Kamyoncuların kahkahaları daha çok dikkatimi çekmeye başlamıştı, belliki düştüğüm zor duruma gülüyorlardı. Sonunda zorlukla "k-k-k-kahve" demeyi başarabildim ve çörekten vazgeçmeye karar verdim. Garson, siparişini almak üzere Van'a döndü. Ben, paçayı kurtarmıştım! Van'ın yalandan kekelemeğe başladığını duyduğumda, rahatlama duygusu yerini şaşkınlığa bıraktı.
Van, kekeleyerek ikimiz için kahve ve çörek siparişi verirken garsonun tepkisi beni şok etmişti ve bu oldukça keyifliydi. Kamyonculara gizlice bir göz attım. Hala konuşup gülüyorlardı ama varlığımızdan tamamen habersiz gibiydiler. Garson,gerçekçi bir ses tonuyla, "daha önce hiç, kekeme iki kişiyi görmemiştim. Benim erkek kardeşim de kekeme" dedi.
Van cevap verdi: "Evet, ikimiz de k-k-k-kekemeyiz. Ben bir profesörüm ve arkadaşımla birlikte bir k-k-k-kahvaltı konuşması yapmak üzere Allegan'a g-g-g-g-gidiyoruz."
Garson:"Bu harika" dedi ve Van'a siparişlerini getirmek için ayrıldı. Van kekelerken gözlemlediğim şey, ben siparişi verdiğimde kekelerken ortaya çıktığını düşündüğüm tablonun tam zıttı idi.
Ertesi hafta boyunca keyifsizdim. Çünkü yıllarca kekemeliğimin başkalarının tepkisi nedeniyle oluştuğunu düşünerek ne kadar yanıldığımı fark etmiştim. Bu konuyu Van ile tartışmak için sabırsızlanıyordum. Yanına gittiğimde gözyaşları içindeydim. "Benim sorunum kekemelik değil, DEĞİL Mİ?" dedim.
Van uzun bir süre duraksadı. Onaylayıcı bir şekilde başını salladı ve cevap verdi:"ŞİMDİ ÇALIŞMAYA BAŞLAYABİLİRİZ!"
Problemimi daha iyi anlamamı ve konuşmamı kontrol etmemi sağlayan, bütün bu yanlış düşüncelerle ilgili yaptığım keşifti. Kendimi sorgulamaya başladım; problemimin bir kısmı, insanlarla nasıl ilişki kuracağımı bilmeyişim miydi ?
İnsanlar kekemeliğim hakkında ne düşünüyordu?
Kekeme olmam, diğer insanların gerçekten umurunda mıydı?
Benim kekemeliğime verdiğim tepki başkalarının verdiği tepkiyi belirliyor muydu ?
Başkalarını dinliyor muydum ?
Başkaları nasıl konuşuyor ve dinliyordu?
İlerlememi engelleyen düşünceler ve fikirler nelerdi?
Van'ın önerdiği şekilde "kolay kekelemeyi" denemeli miydim?
Van'ın görevlerini yapmayı kabul ederken, eskisi gibi sınırlar hissetmiyordum. İleriye gidebilirdim ve kendi davranış biçimimi planlayabilirdim. Konuşmaktan kaçınmayı bıraktım. Kekemelik artık beni kontrol etmiyordu.
(Joseph G. Agnello-Kekemeler için Öneriler)