(19/03/2018, 00:15)ayhannn yazdı: Merhabalar, kekeme bir çocuğun hayat hikayesinden bahsedecek bir öykü kitabı yazacağım...
Merhaba,
kekemelerin tecrübelerini konu edinen bir kitap yazman çok güzel bir fikir.
Almanya Kekemelik ve Özyardım Federasyonu'nun buna benzer bir sürü kitabı vardır ve belki o kitaplardan esinlenerek kitabını yazabilirsin.
Öncelikle kendine iyi bir konsept hazırlaman gerekir.
- CV'lerden oluşan bir kitap: 2016 yılında Almanya'da 'Mein Weg' (Benim Yolum) isimli bir kitap yayınlandı. Kitabın kekeme ve emekli özel eğitim öğretmeni olan yazar, daha önce araştırdığı ve en genci 18, en yaşlısı 82 yaşında olan 11 kekemenin hayatını anlatıyor.
Yazar hep aynı şekilde ilgili insanlarla röportaj yapmış: Randevu alarak taze ekmek ile ilgiliyi evinde ziyaret etmiş ve kahvaltıdan başlayarak bir gününü ona ayırmış. Banda çektiği hayat hikayesini ara vermeden dinlemiş ve sonunda bazı kişisel sorular sorarak (örneğin: kekemeliğin bir çiçek olsaydı hangi çiçek olurdu? Kekemeliğini bir renk olarak düşünsen hangi renk olurdu?) tamamlamış.
Daha sonra bunu 12-15 sayfalık bir yazıza dökmüş, ilgilinin bakması için ona göndermiş ve kitabın birer bölümü olarak düzenlemiş.
Tabii ki her anlatan çocukluğundan başlayarak günümüze kadar olan yaşamını anlatmış...
Bu kitap muhtemelen sadece küçük bir okuyucu çevresini ilgilendirdiği için daha sonra şehir şehir dolaşarak kekeme, terapist ve konuyla ilgilenen (kekeme yakını vs.) kişilere okuma turu düzenlemiş.
Bir de şöyle bir şey düşünülebilir. Ben de geçen yıl kekemelikle ilgili bir kitap yazdım. Kitap bir çocuk romanıdır ve 13 yaşında bir kızın hayatını anlatıyor.
Almanya'daki küçük ve genç kızların en büyük sevdaları nedir? At ve ata binmek. Öyleyse ben heyecanlı bir at romanı yazmaya koyuldum, tek fark kızın kekeme olması.
Kız hem kekemeliğini kabullenemiyor hem de at tutkusuyla bir sürü macera yaşıyor. Daha sonra yine kekeme ve at sevdalısı bir erkek çocukla tanışarak hem kekemeliğini kabullenmeyi öğreniyor (terapi almaya karar veriyor) hem de geceleri kırsal alanda dolaşıp atlara zarar veren bir katili yakalatarak kahraman oluyor.
Kitabın iki ana hedefi vardır: Çocukları eğlendirmek, onları eğlendirirken kekemelik konusunda farkındalık yaratmak.
Kitabın kahraman(lar)ı kekeme, diğer çocuklardan hiçbir farkları yok, hatta daha cesur, daha güçlüler.
Ama öykünün içerisinde sürekli korkuları, endişeleri, okulda yaşadıkları başarısızlıkları da dile getiriliyor ve empati yaratılıyor.
Böyle bir proje Türkiye'de de mümkündür. Tabii at belki Türk toplumunda çok yaygın bir hobi değildir ama futbol, bale, karate vs. gibi sporlar odakta olabilir.
Bence kitabın okuyucu çevresinin sadece kekeme bireylerden oluşmaması daha iyidir çünkü bir kekeme kendini nasıl hissettiğini zaten biliyor. Amaç farkındalık olmalı öyleyse öykü herkesi ilgilendiren ve heyecanlı anlatılan bir konu olmalı ama kitabın kahramanı kekeme olmalı. Bu kekemenin iç dünyasını da anlıyorsak (örneğin 'ben' diye anlatılıyorsa) o zaman kitabı sona kadar okuyan, normal konuşan biri artık kekemeleri daha iyi anlayabiliyor ve empati yapabiliyor.
Bunlar sadece bazı fikirlerdir. Belki ilham alıp ona göre projeni hazırlarsın.
Sana başarılar dilerim!
Almanya'dan selamlar
Petra
Facebook gruplarımıza üye misin? Buyur:
https://www.facebook.com/groups/185678661897485/
https://www.facebook.com/groups/kekemelerdernegi/
Oradan da fikirlerini paylaşabilirsin!