Herşeyi Toparlayacak Olursak
Charles Van Riper
Çeviri: Arş. Gör. Hazel Zeynep Kurada
Buraya kadar sözü edilen tüm önerileri okuduğunuza göre, muhtemelen kafanız karışmış, acizlik ve hayal kırıklığıyla karışık duygular içindesiniz. Belki de bu uzmanlardan en azından bir tanesinin kekemelik için çabuk, kolay ve sihirli bir çare bulmuş olmasını umuyordunuz. Aslında böyle bir şifanın var olmadıgı apaçık ortada, eğer sıkıntınızdan kurtulmak istiyorsanız, kekemeliğinizle ilgili kendiniz ve dinleyicilerinize verdiğiniz tepkilerde gerçek değişiklikler yaparak rahatlama yoluna gitmelisiniz. Dr. Emerick'in de söylediği gibi, ”Eğer kekemeliğinizle ilgili bir şey yapmayı gerçekten istiyorsanız, ilk yapmanız gereken, kendinize değişmeniz gerektiğini itiraf etmektir". Belki gerçekten bunu kendinize itiraf etmek istiyorsunuz ancak Dr. Boehmler 'in "terapinin kirli tarafı" ile kastettiği şeye ilişkin çekinceleriniz vardır. Belki de, önerilen yöntemlerden bazıları şu an için cesaret ve kapasitenizin çok ötesinde. Bunca çaba ve uğraşa değer mi ?
Tüm bu yazarlar bu soruya koca bir ”evet” ile cevap verir. Bu yazarları iyi tanıyorum. İyi konuşur ve iyi yaşarlar. Hepsi de ağır kekemelik vakalarıydı. Hepsi de kişisel deneyimlerine dayanarak, kendinizle ilgili kuşkularınızı ve öz-terapi yapmanın zorluklarını iyi biliyorlar, ancak yine de bu acıyı çekmeye devam etmeniz gerektiği konusunda ısrar ediyor. Böylelikle, onların kendilerini değiştirebildiği gibi sizin de değiştirebileceğiniz ve hayatınızın geri kalanını faydalı ve değerli bir şekilde geçirmeye yetecek ölçüde akıcı hale gelebileceğinize inanıyorlar. Belki zaten biraz konuşma terapisi aldınız ve başarısız oldunuz ve de bu yüzden artık hiçbir şeyin fayda etmeyeceğini düşünüyorsunuz.
Eğer öyleyse ,Dr. Freund’un, Avrupa'nın en iyi terapisti tarafından başarısızlıkla sonuçlanan tedavisinden sonra kendi öz terapisinin ne kadar başarılı olduğuyla ilgili söylediklerini tekrar okuyun. Veya başlamak için artık çok yaşlı olduğunuzu hissediyorsunuz. O halde, 78 yaşındaki emekli bando şefi hakkında Dr. Sheehan’ın söylediklerini tekrar anımsayın. Veya bunu tek başınıza, yardım olmadan yapamayacağınızı söylüyor da olabilirsiniz ancak birçok yazar Dr. Starbucks’ın şu ifadesinde hemfikirdir; "kekemeliğin düzeltilmesini bir "kendin yap” projesidir. Sonuçta kekemelik sizin probleminiz. Uzman, size ne yapmanız ve nasıl yapmanız gerektiğini söyleyebilir ancak bunları uygulayacak olan sizsiniz. Evrende kekemeliğinizi düzeltebilecek tek kişi varsa o da sizsiniz". Her ne kadar bu yazarların çoğu, profesyonel yardım almanızı tercih etse de, bu yardım olmadan da gerçek rahatlamaya ulaşabileceğinizi düşünüyorlar. "imkânınız varsa yardım alın, ancak yoksa kendinize yardım edin " diye öneriyor Profesör Czuchna. Eğer sorununuzu çözmek için sizin yapabileceğiniz çok şey olduğundan emin olmasalar, bu kadar samimiyetle yazmazlardı. Üstelik, bunlar daha önce hiç kekelememiş başka insanlardan aldığınız asılsız ve sahte teminat değiller. Bunlar, sizin yaşadığınız umutsuzluğu, özgüven eksikliğini daha önce bizzat yaşamış ve aynı sorunların üstesinden başarıyla gelmiş insanların sözleri.
Bununla birlikte,dürüstlükleri ölçüsünde gerçekçiler de. Hayalini kurduğunuz bütünüyle iyileşme ile ilgili çok küçük bir umuttan söz ediliyor.Genel olarak kekemeliğinizle yaşamayı öğnenebileceğiniz ve nasıl olsa bir şekilde akıcı konuşabileceğiniz konusunda ısrarcı davranıyorlar veya ima ediyorlar. Bunu kabul etmek, bir zamanlar bu yazarlar için de olduğu gibi sizler için de zor olabilir. Bu yazar,bugüne dek birçok kekeme kişiyle çalışmış ve birçoğuna problemlerinin üstesinden gelme konusunda yardım etmiş; ancak erişkin kişilerin çok çok azı kekemeliğin tüm izlerinden tamamıyla kurtulmuştur. Psikolog Dr. Sheehan bu durumu şu sözleriyle betimliyor; “hatasız akıcılıkta konuşmaya çalışarak vaktinizi boşa harcayıp hayal kırıklığı yaşamayın. Eğer kekemeliği olan bir kişi olarak büyüyüp erişkin olduysanız ,olasılıklar bir anlamda bundan böyle kekeme bir kişi olarak hayatınıza devam edeceğiniz yönündedir. Ancak yine de şu an olduğunuzdan daha farklı bir hale gelebilir, daha az hata yapan orta şiddette kekemeliği olan bir kişi olabilirsiniz”. Bu düşüncenin yazarların çoğu tarafından ifade edildiğini görmekteyiz. Dr. Neely bu konudaki düşüncelerini şu şekilde açıklıyor, ”Kendi deneyimlerim, erişkin yaştaki kekemeyi hiçbir şeyin kökten tedavi etmeyeceği yönünde ancak kekemelik ile etkili bir şekilde baş ederek yaşam boyu büyük bir problem olması engellenebilir." Dr. Murray ise çok iyi iyileşme gösteren erişkin kekemeler bildiğini ancak, yine de, hiçbirinin tamamen akıcı konuşmadığını yazıyor. Bütün kitapta kekemeliğinizi değiştirebilmeniz, görece daha akıcı konuşmanız ve duygusal değişimler veya sosyal yaptırımlar ile ilgili birçok öneri okudunuz. Eğer tüm bu yazarların size söyleyecek ortak bir mesajı varsa o da, kekemeliğinize olan ölçüsüz tepkilerinizi ve tehditleri değiştirebilirsiniz, böyle yaptığınızda iletişim kurmayla ilgili sorunlarınızın çoğu kaybolacaktır. Bu kötü mü? Bu yeterli değil mi? Dr. Emerick’in söylediği gibi, "size bir gül bahçesi vaat edemeyiz ancak şu an katlandığınız korku ve hayal kırıklığı dolu hayattan çok daha iyi ve iletişimsel bir hayat önerebiliriz."
Ancak, nereden ve nasıl başlayacağınızı bilmediğinizi iddia edebilirsiniz. Eğer bu kitabı tekrar okursanız, tüm yazarların, ilk iş olarak kekemeliğiniz ve nasıl hissettirdiği üzerine çalışmanız gerektiğini söylediklerini görürsünüz. Bu söylem içerisinde dikkat çeken bir anlaşma var. Bir devlet okulunda konuşma terapisti olan Miss Rainey’ in önerdiği gibi, görüşme yaptığı genç adam gibi elinize bir ayna ve mümkünse bir kayıt cihazı almalısınız, ve nasıl kekelediğinizi gözlemlemeye başlamalısınız; belki yalnız başınıza bir telefon görüşmesi yaparken ortaya koyduğunuz kaçınma ve mücadele davranışlarının ne kadar gereksiz olduğunu ve her şeyi daha da zorlaştırdığını fark edersiniz. Dr. Dean Williams ve Dr. Dave Williams, bu gözlem sırasında, kendinize sorabileceğiniz bir takım önemli zorlayıcı sorular öneriyor. Diğer yazarlar ise kekemeliğiniz ve bununla ilgili hissettikleriniz üzerine çalışabileceğiniz diger yollardan bahsediyorlar ancak tüm yazarlar, böyle başlamanız gerektiğine inanıyor.
Hepimiz biliyoruz ki, kendinizle yüzleştiğiniz bu süreç pek hoş olmayacak, ancak şunu da biliyoruz ki, kekelediğiniz veya kekeleyeceğinizi düşündüğünüz sırada ne yaptığınızı ve hissettiğinizi gözlemleyip analiz ederken, neyi değiştirmeniz gerektiğini daha iyi anlayacaksınız. Ve bunu isteyeceksiniz! Ayrıca akıcı bir konuşmacı gibi görünmeyi bırakmanın zamam gelmedi mi? Dr. Starbuck'ın da ifade ettiği gibi, “Sizin için dürüst bir kekeme olmanın, sorununuzla dövüşmeye başlamanın, en azından buna objektif olarak bakmanın zamanı gelmedi mi?”
Bunun için neredeyse tüm yazarların yaptığı bir başka öneriyi kabul etmek zorunda kalacaksınız. Daha fazla konuşmalı, daha az kaçınmalısınız. Miss Rainey’ in “kamuflaj” olarak kastettiği şeyi bırakarak işe başlamalısınız. Bunu yapmanın da sizin için ne denli zor olacağını biliyoruz ancak bu yazarların iyileşmeye başlamadan önce, kekemeliklerini gizlemek için panik durumlarını aşmaları gerektiği konusunda ısrarcı olduklarını tekrar tekrar göreceksiniz. Dr. Moses'in, kekemeliğinizin kirli, utanılacak, çözmeye çalıştığınız bir sorunmuş gibi görünmesindense, onu açığa çıkarmayı, görülmesi ve duyulmasına izin vermeyi denemenizi önerdiği gibi önerileri olacak. Eğer ona bakmayı reddederseniz tam olarak neyi değiştirmeniz gerektiğini nasıl bilebilirsiniz? Tüm bu kaçış ve saklanmalardan artık iliklerinize kadar yorulmadınız mı? Farklı yazarlar, bu kaçınma davranışlarını en aza indirebilmeniz için değişik yolları sizlerle paylaşıyor ancak onların, kekemeliğinizi kabullenmeniz, göstermeniz ve yüzleşmeniz konusundaki temel uzlaşımlarını da fark etmiş olmanız gerekir.
Yazarların tümünün neredeyse tamamen uzlaştığı bir nokta daha var. Bu da kekemeliği şu an yaptığınızdan çok daha kolay yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz ve bunu geliştirdiğinizde, sürekli kekelemeye devam etseniz bile çok akıcı konuşabilirsiniz. Dr. Sheehan’ın söylediğine göre, "Bu sorunun çıkış yolu kekemelik olabilir". “Kendinizi engellenmiş hissettiğinizde mücadele etmenin gereksiz olduğu ve bu deneyimle başa çıkmanın daha iyi yolları olacağı" düşüncesi ilk bakışta çok garip görünebilir. Ancak bu kitabın başarılı bir öz-terapiyle ilgili herhangi bir sırrı varsa, o da burada yatıyor. Bu kitabın yazarları bunu farklı şekillerde söylüyorlar. Dr. Emerick bu süreci fazla yükler, gereksiz zorlanmalar, eğilip bükülme ve kaçınma davranışlarından kurtulma süreci olarak tanımlıyor. Dr. Gregory, kendi öz-terapi açılımında, korkusunu yenmeden önce, kekemeliğin değişik yollarını nasıl denediğini anlatıyor. Diğer yazarlar ise yavaş ve kolay kekemeliği öğrenmenizi söylüyor. Tümünün vermeye çalıştığı mesaj, konuşma akıcılığınızı çok az etkileyerek kekemeliğin mümkün olduğu şeklindedir. Aslında, Dr. Murray, kekemeliğiniz üzerinde çalıştığınızda, konuşmamızda zaten var olan bu bazı kısa ve kolay kekemelik anlarını göreceğinizi, eğer bunları tanırsanız, amacınıza yönelik kullanabileceğinizi öne sürüyor. Bu yazıyı tekrar okursanız, onu şu sözleri söylerken bulabilirsiniz, "Eğer diğerlerini benzer miktarlarda azaltmayı öğrenirseniz, zorluklarınızın büyük bir kısmı kaybolacak", ve “ Kekelemenin sayısız yolu mevcuttur." kekelemek veya kekelememek konusunda herhangi bir seçeneğiniz olmasa bile nasıl kekeleyeceğinizi seçebilirsiniz ."Diğer yazarlarla birlikte, Dr. Agnello ise kekelemenin değişik yollarını denemenizi, tek tip kekelemeye "bağlı" kalmamanız gerektiğini söylüyor. Şimdi 67 yaşında ve bu bölümün yazarı olan kişi de bu görüşe katılıyor. Yıllarca kekemeliği engellemeye çalışmış ama sadece daha kötüye gitmiş. Kolay ,çabalamadan kekelemenin mümkün olduğunu öğrendikten sonra konuşması akıcı hale geldi. Otuzlu yaşlarında yeniden doğdu ve o zamandan beri harika bir hayatı var. Peki siz kaç yaşındasınız?
Bu kitabı, yeniden okumamzı öneriyoruz, bu kez okurken kendi öz-terapinizin planı üzerinde çalışın. Kekemeliğiniz yok olmayacak. Sihirli iyileşme yolları da yok. Bir sabah akıcı konuşarak uyanmayacaksınız da. İçten içe, yapılması gereken bir iş olduğunu ve yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Bu kitap birçok öneri ve yönergeler içeriyor. Sizin göreviniz, kendi durumunuz için en uygun olanları belirlemek ve organize etmek, ihtiyaçlarınıza uygun bir öz-terapi planı belirlemek ve son olarak da olması gereken değişime başlamaktır. Hayatınızın geri kalanını neden acı çekerek geçiresiniz ki?