Mobil giriş için Tapatalk uygulaması kullanılabilir.
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kekemeliği Olan Bireylerin Uyku Kalitelerinin Araştırılması
koray
#1
KEKEMELİĞİ OLAN BİREYLERİN UYKU KALİTELERİNİN ARAŞTIRILMASI 
-2019

Amaç: Kekemelik, dil ve konuşma gelişimi sırasında ortaya çıkan, konuşmayı bozan ve iletişimi engelleyen bir konuşma akıcılığı bozukluğudur. Kekemeliği olan bireylerde anksiyete sorunların görülme olasılığı yüksektir. Uyku kalitesinin stres, depresyon, anksiyete ve gerginlik gibi psikolojik durumlarla ilişkisi olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı kekemeliği olan bireylerin uyku kalitesini araştırmak ve anksiyeteyle olan ilişkisini saptamaktır.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmaya kekemeliği bulunan 27 birey ile kontrol grubu olarak 30 akıcı konuşan birey dahil edildi. Katılımcılara Liebowitz sosyal aksiyete ölçeği ve Pittsburgh uyku kalite indeksi uygulandı. Kekemeliği bulunan bireyler ile kontrol grubu bireyler arasında Liebowitz sosyal aksiyete ölçeği ve Pittsburgh uyku kalite indeksi değerleri karşılaştırıldı.
Bulgular: Kekemeliği olan bireylerin 14'ünde (%51,8) ve kontrol grubundaki bireylerin 13'ünde (%43,3) kötü uyku kalitesi izlendi. Ancak gruplar arasında uyku kaliteleri açısından anlamlı bir fark izlenmedi (p>0,05). Kekemeliği olan bireylerin ortalama anksiyete ve durumlardan kaçınma skoru kontrol grubuna göre fazla izlendi (p<0,05). Kötü uyku kalitesine sahip olan kekemeliği olan bireylerin anksiyete ve durumlardan kaçınma skorları normal uykuya sahip kekemeliği olan bireylerden fazla izlendi (p<0,05).
Sonuç: Kekemeliği olan bireylerin sosyal durumlardan kaçınma ve anksiyete seviyeleri akıcı konuşan bireylerden fazladır ancak kekemeliği olan bireylerin uyku kaliteleri ile akıcı konuşan bireylerin uyku kaliteleri arasında bir fark yoktur. Kekemeliği olan bireyler arasında uyku kalitesi kötü olan bireylerin sosyal durumlardan kaçınma ve anksiyete seviyeleri, uyku kalitesi normal olan bireylerden fazladır.

Giriş

Kekemelik, dil ve konuşma gelişimi sırasında ortaya çıkan, konuşmayı bozan ve iletişimi engelleyen bir konuşma akıcılığı bozukluğudur. Nefes alışverişinin sekteye uğraması, fiziksel gerginliğin artması ve proprioseptif farkındalığın azalması, kekemeliğin potansiyel kaynağı olarak tanımlanmıştır. Kekemeliğin yaşamın herhangi bir zaman diliminde görülme sıklığı yaklaşık olarak % 4-5'tir. Konuşmadaki takılmalar, hece tekrarları, kelimenin sonunu getirememe, kekemeliği olan bireylerin yaşamlarının birçok noktasını etkiler ve yaşam kalitesini düşürür. Bazı bireyler, konuşma akıcılığındaki bozukluktan utandığı için gizlenme, içine kapanma gibi bazı kaçınma stratejileri geliştirmiştir. Son yapılan çalışmalarda kekemeliği olan bireylerin kendilerine daha az güvendiği gözlenmiş ve bunun da kişiliklerini etkilediği belirtilmiştir. Bu kişilerde çoğunlukla aşağılanma ve küçük düşürülme korkusu olduğu için sosyal anksiyete, korku ve stress gibi psikolojik sorunların görülme olasılığı yüksektir. Ayrıca korku ve anksiyetenin de motor konuşma sistemini ve süreçlerini sekteye uğrattığı, kekemeliği daha da şiddetlendirdiği belirtilmiştir. Bunun sonucunda ortaya kısır bir döngü ve kekemeliği olan bireyler için "iyi gün-kötü gün kavramı" ortaya çıkmaktadır. Kekemeliğin olup olmadığı değerlendirilirken bireylere fonetik dengeli 221 Sözcükten oluşan bir metin okutturulur. Bu metin içerisinde her 100 sözcükten 3 veya daha fazla hata izlenmesi durumunda kekemelik tanısı konur.
Uyku kalitesinin stres, depresyon, anksiyete ve gerginlik gibi psikolojik durumlarla ilişkisi olduğu bilinmektedir. Rahatlatma egzersizlerinin ise parasempatik etkiyi artırarak, anksiyeteyi ve gerginliği azalttığı, kekemeliğe ve uyku kalitesine olumlu etki yaptığı belirtilmektedir. Kekemeliği olan bireyler hayatları boyunca anksiyetenin yanında sıkça kendini rahatlat, derin bir nefes al gibi telkinlere maruz kalmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla literatürde daha önce kekemelik ile uyku kalitesi arasındaki ilişkiyi araştıran bir makaleye rastlamadık.

Bu çalışmanın amacı kekemeliği olan bireylerin uyku kalitelerini araştırmak ve anksiyeteyle olan ilişkisini saptayarak "iyi gün-kötü gün" kavramını hakkında bilgi edinmektir.

Yöntem ve Gereçler

Bu çalışmaya, kekemeliği bulunan 27 birey ile kontrol amacıyla yaş ve cinsiyet yönünden benzer 30 akıcı konuşan birey dahil edildi. Bu çalışma, Helsinki İlkeler Deklerasyonu'na uygun gerçekleştirilmiş ve çalışmaya dahil edilen tüm bireylere bilgilendirilmiş onam formunu imzalatılmıştır. Çalışmaya katılan tüm bireylere katılımcı bilgi formu, Liebowitz sosyal aksiyete ölçeği (LSAÖ) ve Pittsburgh uyku kalite indeksi (PUKİ) uygulandı. Her iki grup arasında uyku kalitesi ve anksiyete düzeyleri arasında bir fark olup olmadığı araştırıldı. Ayrıca, uyku kalitesi kötü olan kekemeliği olan bireyler ile uyku kalitesi normal olan kekemeliği olan bireyler anksiyete yönünden karşılaştırıldı. Merkezi sinir sistemi hastalıkları, kafa travması, kronik ilaç kullanımı, zeka geriliği, öğrenme bozukluğu ve solunum yolunda obstrüktif bir patoloji bulunan bireyler çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya, Karabük Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Kurulundan etik onay alındıktan sonra başlandı.
PUKİ, Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Ağargün ve ark. tarafından (1996) yapılmıştır. İndeks, uyku kalitesi (bölüm A), uyku gecikmesi (bölüm B), uyku süresi (bölüm C), uyku etkinliği (bölüm D), uyku bozukluğu (bölüm E), uyku ilaçları (bölüm F) ve gündüz işlev bozukluğu (bölüm G) olmak üzere yedi bölümden ve toplam 19 sorudan oluşmaktadır. Şıklı her soruya 0 (hiç zorlanma yok) ile 3 (çok zorlanıyorum) arasında skor verilmektedir. Bu 7 bölümün toplam skoru indeks skorunu vermektedir ve toplam skor 0 ile 21 arasında değişebilmektedir. Toplam skorun 5'ten büyük olması uyku kalitesinin kötü olduğunu göstermektedir. Bu indeks uyku bozukluğunun tanısı ve yaygınlığı hakkında bilgi vermemektedir.

LSAÖ, bireylerin korku veya kaçınma davranışlarını değerlendirilmek üzere geliştirilmiştir ve tarama amaçlı da kullanılabilmektedir. Ölçekte, 13 madde performans durumunu, 11 madde sosyal etkilenim durumunu değerlendirmek üzere toplam 24 soru bulunmaktadır. Her soru "korku" ve "kaçınma" diye iki bölüme ayrılmıştır. Her bölümdeki sorulara katılımcılar şiddetine göre 0 ile 3 arasında skor verebilmekte ve toplam skor her iki bölüm için 0 ile 72 arasında değişebilmektedir. Türkçe'ye geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Soykan ve ark. tarafından (2003) yapılmıştır ve iç tutarlılığı katsayısı ® ise 0,83 olarak saptanmıştır[14].

Çalışmamızda istatistiksel yöntem olarak SPSS versiyon 21 (SPSS software, SPSS Inc., Chicago, IL, USA) kullanıldı. Gruplar arasında uyku kalitesi skoru ve kaçınma skoru normal dağılım göstermediği için Mann Whitney-U testi kullanıldı. Gruplar arasında sosyal durumlardan kaçınma ve anksiyete skoru karşılaştırılmasında ise T-test kullanıldı. Kekemeliği olan bireylerin uyku kalitesine göre oluşturulan grupta anksiyete ve durumlardan kaçınma skorunu karşılaştırmak için T-test kullanıldı. Anlamlılık düzeyi < 0,05 olarak kabul edildi.

Bulgular

Çalışmaya alınan toplam 57 bireyin 39'u (%68,4) erkek, 18'i (%31,6) kadındı ve gruplar arasında cinsiyet bakımından anlamlı bir fark izlenmedi (p>0,05). Kontrol grubunun yaş ortalaması 19,63±2,22 (15-25), kekemeliği olan bireylerin yaş ortalaması 18,85±3,97 (15-28) olarak tespit edildi ve gruplar arasında yaş değişkeni bakımından anlamlı bir fark izlenmedi (p>0,05).
Kekemeliği olan bireylerin 14'ünde (%51,8), kontrol grubundaki bireylerin ise 13'ünde (%43,3) kötü uyku kalitesi mevcuttu. Gruplar arasında uyku kalitesi açısından anlamlı bir fark izlenmedi (p>0,05). Kekemeliği olan bireylerin ortalama anksiyete ve durumlardan kaçınma skoru kontrol grubuna göre daha fazla izlendi (p<0,05). Grupların ortalama uyku kalitesi, anksiyete ve durumlardan kaçınma skorları ile p değerleri Tablo 1'de verilmiştir. Kötü uyku kalitesine sahip olan kekemeliği bulunan bireylerin anksiyete ve durumlardan kaçınma skorları normal uyku kalitesine sahip kekemeliği bulunan bireylerden daha fazla izlendi (p<0.05). Kekemeliği olan bireylerin uyku kalitesine göre oluşan anksiyete, kaçınma ve p değerleri Tablo 2'de verilmiştir.
Tablo 1: Çalışma ve kontrol grubundaki bireylerin anksiyete, sosyal durumlardan (S.D) kaçınma ve uyku kalitesi
[Resim: table_KBB_431_0.jpg]
Tablo 2: Kötü ve normal uyku kalitesine sahip olan kekemeliği bulunan bireylerin anksiyete ve sosyal durumlardan (S.D) kaçınma.
[Resim: table_KBB_431_1.jpg]
Cinsiyete göre uyku kalitesi, anksiyete ve durumlardan kaçınma skorları karşılaştırıldığında kadın ve erkek arasında bir fark izlenmedi (p>0.05).

Tartışma

Kekemelik, konuşma sırasında tutukluk, bir kelime veya sesi tekrarlama, duraklama, sesi uzatma veya konuşmada bir ritim bozukluğu olarak tanımlanır. Bazı çalışmalarda kekemeliğin, bir kişide fiziksel yapı ile çevresel etkenler arasındaki karmaşık ilişkiden kaynaklandığı bildirilmiştir.
Kekemeliği olan bireylerin anksiyete seviyeleriyle ilgili bazı çalışmalar mevcuttur. Bu çalışmaların çoğunda anksiyetenin kekemeliğin bir sonucu olarak oluştuğu ortaya konulurken, Davis ve ark. anksiyetenin kekemeliğin başlangıcı ve gelişiminde önemli bir rolü olduğunu belirtmiştir. Erdem ve ark. yaptıkları çalışmada kekemeliği olan bireylerin anksiyete seviyeleri ve başa çıkma tutumları araştırılmıştır. Çalışmaya göre kekemeliği olan bireylerde anksiyete seviyesi, madde kullanımı ve boş verme kontrol grubuna göre daha yüksek; sorunlarla başa çıkma ve plan yapma ise daha düşük bulunmuştur. Kraaimaat ve ark. 89 kekemeliği olan birey ve 131 akıcı konuşan birey üzerinde yaptıkları çalışmada kekemeliği olan bireylerde sosyal anksiyete düzeyini araştırmıştır. Çalışmada özellikle sosyal durumlarda kekemeliği olan bireylerin yüksek seviyede anksiyete sahip olduğu ve kekemeliği olan bireylerin yarısında yüksek oranda sosyal anksiyete bozukluğu olduğu belirtilmiştir. Kekemeliği olan bireylerin bazı günlerde çok iyi konuştukları bazı günlerde ise çok şiddetli kekeledikleri bildirilmiştir, bunun sebebi tam olarak ortaya konulamasa da uykusuzluk, yorgunluk, anksiyete ve baskı muhtemel sebepleri olarak belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda diğer çalışmalara benzer şekilde kekemeliği olan bireylerin anksiyete düzeyleri akıcı konuşan bireylere göre daha yüksek izlendi. Ayrıca kekemeliği olan bireylerin akıcı konuşan bireylere göre daha fazla sosyal durumlardan kaçındıklarını izlendi. Bu durumun kekemeliği olan bireylerin diğer bireylerle yaptıkları iletişim deneyimlerini sınırlayabileceği ve kisişel gelişimlerini yavaşlatabileceği düşünülmektedir.

Uyku, insan sağlığı için temel bir fizyolojik olaydır. Metabolik olayların düzenlenmesinde, emosyonel durumlarda, fiziksel performansta, hafıza ve öğrenmede önemli bir rol oynamaktadır. Depresyon ve anksiyete gibi pskikolojik sorunlar uyku kalitesini etkilemekte ve bireylerin yaşam kalitesini düşürmektedir. Uyku bozukluğu ve anksiyete arasındaki ilişki iki muhtemel hipoteze dayanmaktadır. Bunlardan ilki uyku bozukluğunun anksiyeteye sebep olabileceği, diğeri ise anksiyetenin doğrudan uyku bozukluğuna sebep olabileceği yönünden tezidir. Uyku ve anksiyete arasında bu kadar güçlü bir ilişki bulunmasının sebebi limbik sistemde bulunan nöroanatomik yapılardır. Limbik sistemde talamus, hipotalamus, hippocampus, pineal gland ve amigdala gibi yapılar bulunmaktadır. Bu yapılardan amigdala, anksiyete ve endişe oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Uyku bozukluğu olan kişilerde amigdala ve bağlantılarında değişimler olduğu bildirilmiştir. Zwan ve ark. 532 hamile kadın üzerinde yaptıkları çalışmada hamilelikle oluşan anksiyeteyle uyku kalitesi arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Uyku kalitesi ile anksiyete arasında bir ilişki olmadığını, ancak uyku kalitesi kötü olan hamile kadınların anksiyete oranının daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Weiner ve ark. 6-17 yaş arasında anksiyete seviyesi yüksek çocuklara yaptıkları çalışmada, bu çocukların uyku kalitesinin düşük ve özellikle uyku latansının uzun olduğunu bildirmiştir. Bizim çalışmamızda kekemeliği olan bireyler ile akıcı konuşan bireyler arasında uyku kalitesi arasında bir fark izlenmedi. Ancak uyku bozukluğu olan kekemeliği bulunan bireylerde uyku bozukluğu olmayan kekemeliği bulunan bireylere göre aksiyete ve durumlardan kaçınma oranı daha yüksek izlendi. Bu sebeple de kötü uyku kalitesine sahip kekemeliği olan bireylerin konuşma akıcılığının daha da bozulabileceği düşünülmektedir.

Kekemeliği olan bireylerin sosyal durumlardan kaçınma ve anksiyete seviyeleri akıcı konuşan bireylerden fazladır ancak kekemeliği olan bireylerin uyku kalitesi ile akıcı konuşan bireyler arasında bir fark yoktur. Uyku kalitesi kötü olan kekemeliği olan bireylerin sosyal durumlardan kaçınma ve anksiyete seviyesi, uyku kalitesi normal olan kekemeliği bulunan bireylerden fazladır.

Yazarlar:
Dr. Kadri İLA, Ody. Emre SÖYLEMEZ, Dr. Nihat YILMAZ, Ody. Muhammed Mustafa ŞEKER

Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Kulak Burun Boğaz, Karabük, Türkiye
Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Odyoloji, Karabük, Türkiye
Anne Şefkati Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, Odyoloji, İstanbul, Türkiye

Rf kbb-forum.net

Diğer:
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 25/11/2024, 10:52