Mobil giriş için Tapatalk uygulaması kullanılabilir.
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kekemelik Nörolojik Temelliyse Dil ve Konuşma Terapistleri Neyine Güveniyor?
koray
#1
KEKEMELİK NÖROLOJİK TEMELLİYSE DİL VE KONUŞMA TERAPİSTLERİ NEYİNE GÜVENİYOR?

Kekemeliği olan kişilerde anatomik ve fizyolojik değişiklikler olduğundan bahsetmiş ve grupta bu araştırma bulgularının bazılarını paylaşmıştım. Sanırım gruptaki yazıları takip eden herkes kekemeliğin nörolojik temeli olan bir konuşma bozukluğu artık anladı. Ancak bu durum ilk öğrenildiğinde akla gelen şu oluyor. Kekemelik nörolojik temelliyse pek de yapacak bir şey yok. O zaman bütün bu terapi metodları ve terapistlerin amacı ne?

Terapistlerin ve var olan terapi metodlarının dayanağını tek bir sözcükle özetlemek gerekirse buna “plastisite” diyebiliriz. Plastisite sözcüğü köken olarak Latince “plasticus” kelimesinden gelir ve sözcük anlamı “şekillendirilebilir” demektir. Bildiğiniz “plastik” yani. İşte beynimiz de benzer bir özelliğe sahiptir. Yeni yaşam deneyimleri ve eğitim beynimizde nöronlar (sinir hücreleri) arasında yeni bağlantılar kurulmasına ve daha önce yapılamayan görevlerin yapılabilmesine olanak sağlar. Beyinde yapısal veya işlevsel olarak bir sorun olduğunda bu davranışta bir yetersizlik olarak kendini gösterecektir. Dil ve konuşmadan sorumlu bazı alanlardaki sorunun akıcı konuşamamaya (kekemelik) yol açması gibi. Ancak plastisitenin elbette bazı sınırları vardır.

Çok ilgimi çeken bir çalışmada kekemelikten spontan (kendiliğinden) düzelen kişilerle (Kell, 2009) nörogörüntüleme yapılmış ve bu kişilerde sorunlu alanın (Broca alanının bir kısmı) hemen yakınındaki bir alanın plastisitesi gösterilmiştir. Düzelme mekanizmasının tam nasıl olduğu halen net değil ancak bu konuyu burada kesiyorum.

Ancak unutulmaması gereken bir şey var ki plastisitenin de sınırları vardır. Her yaşta geçerli olmakla birlikte en iyi erken yaşta işler. Bu nedenle erken terapi her zaman avantajlıdır. Bir de değişiklik olabilmesi için düzenli ve yoğun egzersize ihtiyaç vardır. Sporcular boşuna günde 8 saat antrenman yapıp yıllarca çalışmıyor yani. Ya da yeni bir dil öğrenmek istediniz, bunu 1 ayda gerçekleştirebileceğinizi düşünmeniz pek de mantıklı değil. Bu nedenle 3 seans terapiye gittim hale düzelmedi, haftada 1 egzersiz yaptım konuşmamda değişiklik yok demek plastisite mekanizmasını pek de anlamadığımızı gösterir.

Kekemeliği olan kişilerin sorunlarını küçümsemek bence onlara yapılan en büyük saygısızlık. Ancak kekemeliği olan ve bununla ilgili ilerleme kaydetmek isteyen insanların da hedefleriyle ilgili gerçekçi olması önemli. Amerika’da tanıştığım ve çocukluğunda ağır kekemeliği olan bir terapist (dil ve konuşma terapisti olmuş ve kekemeliği tamamen kontrol altında) tam 6 yıl süreyle terapi aldığını ifade etti. Herkes için 6 yıl terapi gerekli olmayabilir. Ancak okul öncesi çocuklarda birkaç ayda çözebildiğimiz durumun yetişkinler için de geçerli olabileceğini düşünmek hayalcilik olur. Eğer konuşmanızla ilgili ilerleme kaydetmek istiyorsanız düzenli çalışmalar yapmalısınız. Terapi hiçbir zaman gül bahçesi değildir. İniş-çıkış ve duraklamalar içerir ancak azimli olursanız eğriniz en sonunda yukarı doğru gider.

Yazar:
@oykutezel
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
  Tarih: 28/11/2024, 23:20