Beyin işleyişini modüle etmek için gelişimsel kekemelikte psikedelikler: yeni bir terapötik bakış açısı?
Gelişimsel kekemelik, bloklar, tekrarlar ve uzatmalar gibi semptomlarla karakterize edilen nörogelişimsel bir konuşma-motor bozukluğudur.Burada psikedelik bileşiklerin dikkate alınabileceğini ve araştırılabileceğini tartışıyoruz.Gelişimsel kekemeliğin nöral arka planı muhtemelen heterojendir ve bazal gangliyonlar, konuşma-motor kortikal bölgelerdeki metabolik eksikliklerin genetik olarak belirleyicilerinden gelen bazı katkıların, gelişimsel kekemeliğin semptomlarının ortaya çıkmasında bir rol oynadığı düşünülmektedir.Kalıcı gelişimsel kekemeliğin konuşma zorlukları sıklıkla sosyal kaygı ve sosyal kaçınma gibi bir dizi ilişkili durumla bağlantılıdır.
Psikedelik ilaçlar/maddeler, 5-HT2A reseptör agonisti yoluyla etki ederken, diğer serotonin ve dopamin reseptörlerine de etki edebilirler. Bu ilaçlar, glutamat salınımını ve AMPA reseptörlerini aktive ederek nöronal plastisiteyi artırabilirler.
UYARI:LSD ve psilosibin (sihirli mantar) - Türkiye'de yasal değildir ve kullanımı risklidir.
Araştırmadan:
Gelişimsel Kekemelikte Arka plan faktörleri
Kekemelik ile ilgili nörobiyolojik faktörler iki ana tema etrafında toplanmaktadır:
Dopaminin Rolü: Kekemeliğin dopaminle ilgili olabileceği düşünülmektedir. Bazı çalışmalarda, dopamin seviyelerinin kekemelikle ilişkili olabileceği ve bu konuda genetik faktörlerin rol oynayabileceği belirtilmiştir.
Nöronal Enerji Sağlanmasının Bozulması: Kekemeliğin, özellikle frontal lobda, hücrelerin enerji sağlanmasının optimalin altında olmasıyla ilişkili olabileceği öne sürülmektedir. Bu bölge, konuşma sırasında en fazla enerji gerektiren motor görevlerden biridir. Bu bağlamda astrositler ve lizozomlar gibi hücresel yapıların da etkilenebileceği düşünülmektedir.
Bu mekanizmaların, genetik olarak belirlenmiş hücresel metabolik sınırlamalarla bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir. Özellikle GNPTAB ve ilişkili genlerdeki mutasyonların lizozomal fonksiyonu etkileyerek kekemeliğe katkıda bulunabileceği belirtilmektedir. GNPTAB genindeki mutasyonlar, hücresel işlevleri bozarak kekemeliğin patofizyolojisine katkıda bulunabilir.
Nörolojik mekanizmalar
Kekemelik, nöral bir bakış açısıyla incelendiğinde, motor zamanlama ve konuşma-motor sıralamasının diğer yönleriyle ilgili birçok teoriyle açıklanmaya çalışılır. Kekemelik, kortiko-bazal-talamo-kortikal ağlardaki bozukluklarla karakterize edilen bir bozukluk gibi görünmektedir. Bu ağlar, konuşma için gerekli olan istemli motor dizilerinin uygulanması ve yürütülmesi için hayati öneme sahiptir. Araştırmalar, kekemeliğin kortikal (beyin kabuğu) ve kortikal altı (beyin kabuğunun altındaki) bölgelerde yapısal ve fonksiyonel anormalliklerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Özellikle suplementer motor alanı, alt frontal bölgeler, temporal korteks, duyusal motor korteks, bazal gangliyonlar ve bu bölgeler arasındaki beyaz madde yollarında belirgin değişiklikler gözlemlenmiştir.
Son dönemde yapılan bir meta-analiz, kekemeliğin konuşma akıcılığını ve motor dizilerini destekleyen geniş beyin ağlarındaki yapısal ve işlevsel değişikliklerle karakterize olduğunu doğrulamıştır. Bu değişiklikler, "özellik" (kekemeliğin bireyin genel özelliği olması) ve "durum" (belirli durumlarda kekemeliğin artması veya azalması) kekemeliğini farklı şekillerde sürdürebilir.
Özetle, kekemelik, beyin ağlarındaki yapısal ve işlevsel anormalliklerle ilişkilidir ve bu anormallikler konuşma motor kontrolünü etkileyerek kekemeliğe yol açmaktadır.
https://www.frontiersin.org/.../fnhum.2024.1402549/full
Gelişimsel kekemelik, bloklar, tekrarlar ve uzatmalar gibi semptomlarla karakterize edilen nörogelişimsel bir konuşma-motor bozukluğudur.Burada psikedelik bileşiklerin dikkate alınabileceğini ve araştırılabileceğini tartışıyoruz.Gelişimsel kekemeliğin nöral arka planı muhtemelen heterojendir ve bazal gangliyonlar, konuşma-motor kortikal bölgelerdeki metabolik eksikliklerin genetik olarak belirleyicilerinden gelen bazı katkıların, gelişimsel kekemeliğin semptomlarının ortaya çıkmasında bir rol oynadığı düşünülmektedir.Kalıcı gelişimsel kekemeliğin konuşma zorlukları sıklıkla sosyal kaygı ve sosyal kaçınma gibi bir dizi ilişkili durumla bağlantılıdır.
Psikedelik ilaçlar/maddeler, 5-HT2A reseptör agonisti yoluyla etki ederken, diğer serotonin ve dopamin reseptörlerine de etki edebilirler. Bu ilaçlar, glutamat salınımını ve AMPA reseptörlerini aktive ederek nöronal plastisiteyi artırabilirler.
UYARI:LSD ve psilosibin (sihirli mantar) - Türkiye'de yasal değildir ve kullanımı risklidir.
Araştırmadan:
Gelişimsel Kekemelikte Arka plan faktörleri
Kekemelik ile ilgili nörobiyolojik faktörler iki ana tema etrafında toplanmaktadır:
Dopaminin Rolü: Kekemeliğin dopaminle ilgili olabileceği düşünülmektedir. Bazı çalışmalarda, dopamin seviyelerinin kekemelikle ilişkili olabileceği ve bu konuda genetik faktörlerin rol oynayabileceği belirtilmiştir.
Nöronal Enerji Sağlanmasının Bozulması: Kekemeliğin, özellikle frontal lobda, hücrelerin enerji sağlanmasının optimalin altında olmasıyla ilişkili olabileceği öne sürülmektedir. Bu bölge, konuşma sırasında en fazla enerji gerektiren motor görevlerden biridir. Bu bağlamda astrositler ve lizozomlar gibi hücresel yapıların da etkilenebileceği düşünülmektedir.
Bu mekanizmaların, genetik olarak belirlenmiş hücresel metabolik sınırlamalarla bağlantılı olduğu ileri sürülmektedir. Özellikle GNPTAB ve ilişkili genlerdeki mutasyonların lizozomal fonksiyonu etkileyerek kekemeliğe katkıda bulunabileceği belirtilmektedir. GNPTAB genindeki mutasyonlar, hücresel işlevleri bozarak kekemeliğin patofizyolojisine katkıda bulunabilir.
Nörolojik mekanizmalar
Kekemelik, nöral bir bakış açısıyla incelendiğinde, motor zamanlama ve konuşma-motor sıralamasının diğer yönleriyle ilgili birçok teoriyle açıklanmaya çalışılır. Kekemelik, kortiko-bazal-talamo-kortikal ağlardaki bozukluklarla karakterize edilen bir bozukluk gibi görünmektedir. Bu ağlar, konuşma için gerekli olan istemli motor dizilerinin uygulanması ve yürütülmesi için hayati öneme sahiptir. Araştırmalar, kekemeliğin kortikal (beyin kabuğu) ve kortikal altı (beyin kabuğunun altındaki) bölgelerde yapısal ve fonksiyonel anormalliklerle ilişkili olduğunu göstermektedir. Özellikle suplementer motor alanı, alt frontal bölgeler, temporal korteks, duyusal motor korteks, bazal gangliyonlar ve bu bölgeler arasındaki beyaz madde yollarında belirgin değişiklikler gözlemlenmiştir.
Son dönemde yapılan bir meta-analiz, kekemeliğin konuşma akıcılığını ve motor dizilerini destekleyen geniş beyin ağlarındaki yapısal ve işlevsel değişikliklerle karakterize olduğunu doğrulamıştır. Bu değişiklikler, "özellik" (kekemeliğin bireyin genel özelliği olması) ve "durum" (belirli durumlarda kekemeliğin artması veya azalması) kekemeliğini farklı şekillerde sürdürebilir.
Özetle, kekemelik, beyin ağlarındaki yapısal ve işlevsel anormalliklerle ilişkilidir ve bu anormallikler konuşma motor kontrolünü etkileyerek kekemeliğe yol açmaktadır.
https://www.frontiersin.org/.../fnhum.2024.1402549/full