(23/12/2018, 19:52)Misafir34 yazdı: Toplumun değişmeyen bu kekemelik olan önyargısını
Nasıl kırabiliriz
Eintein sözü var önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan daha zor
https://youtu.be/sjCrNvpkl1E
Toplumun önyargısını kırmak ancak ve ancak farkındalık ve eğitim kampanyaları ile mümkündür.
Biz dijital çağda yaşıyoruz ve bu çağ bize çok önemli avantajlar kazandırıyor.
Almanya'daki farkındalık kampanyalarını biraz özetleyeyim, 45 yıllık bir deneyimimiz var ve kampanyalarımızın sonucunda toplumda bazı cahil bireyler dışında herkes kekemelere karşı - diğer engelli insanlara karşı da olduğu gibi - saygı duymaktadır.
Herşeyin başında KEKEMLİK ve ÖYZARDIM FEDERASYONU vardır, o olmazsa kimse kekemelerle ilgilenmez.
Yani anlaşılan kekemelerin hakları merhametli bir hayırsever tarafından verilmeyecektir, kekemeler kendi haklarını kendileri talep etmek zorundalar. Kekemelik federasyonu neler yaptı:
- Uluslararası kuruluşları örnek alarak bakanlıklara (sağlık ve eğitim) başvurdu
- Okullarda farkındalık kampanyaları uyguladı, okul okul, sınıf sınıf gezerek kekemeliğin ne olduğunu anlattı
- Terapist okulları ile irtibata geçerek terapist adaylarının GERÇEK kekemelerle tanışma fırsatını yarattı
- İşverenlere (büyük firmaların) personel alım departmanlarıyla irtibata geçerek firmalarda bire bir görüşmeler yaptı.
- Her terapi gören kekeme birey (öğrenci veya işçi) terapi bağlamında kendi bulunduğu ortamda farkındalık yaratmaya ve kekemelere karşı nasıl davranılacağı konusunda eğitim vermeye teşvik ediliyor
Türkiye'deki duruma bir göz atarsak uzaktan durumu izleyen biri olarak şu izlenimlerim vardır:
15 günde soncuların topluma olan zararı
'15 günde son' yazılı reklam panoları ve afişleri her yerde bulunduğu müddetçe toplum kekemeliğin kısa süre içerisinde çözülebilecek bir sorun olduğunu düşünecektir. Bu algı da kekemelere son derece zararlıdır.
Madem ki kekemelik bu kadar kolay bu kadar kısa zamanda çözülebilir, SEN NİYE YAPMIYORSUN? diyecekler.
Bu nedenle kekemeler birleşerek hep beraber bu algıyı kırmak için faaliyete geçmelidirler.
Kekemeler derneği bu işin iyi bir başlangıcıdır ama her şehirde temsilci ve gruplarının olması ve merkezi olarak geliştirilecek materyal ve kampanyaları her yerde dağıtmaları gerekir.
Kekemelik psikolojiktir, kekemelik alışkanlıktır iddialarının kötü etkisi
İnternette ve çeşitli kitaplarda, hatta belediyelerin 'kekemelik kursları' için yayınlanan reklamlarda kekemelik psikolojiktir veba kekemelik bir alışkanlıktır iddiaları olumsuz bir şekilde kekemelere yansıyor.
Kekemeliğin psikolojik bir sorun olmadığı yıllardan beri kanıtlanmış ve tartışmasız bir gerçektir. Kekemeliğin psikolojik sorunlara yol açabileceği doğrudur. Ama bu, her kekemenin psikolojik bir sorunu olduğu anlamına gelmiyor. Hele var olan psikolojik sorunlar terapilerle en iyi çözülebilen sorunlardır.
Fakat kekemelerin 'psikolojik sorunları var' iddiası kamuoyunda sürekli besleniyorsa kekemelere sürekli ve her yerde 'psiko' gözüyle bakılacaktır.
Aynı şey 'alışkanlık' iddiası için de geçerlidir. Kekemelik alışkanlığından vazgeçemiyorsan zayıfsın, tembelsin suçlamaları ortaya çıkacaktır.
Fakat kekemelerin istem dışı kekelediklerini ve bunun belli bir yaştan sonra tam düzelmeyeceğini insanlara nasıl anlatabilirsin, nasıl onları ikna edebilirsin?
Farkındalık kampanyaları
Dijital çağda henüz herhangi bir maliyete gerek duymadan herkes sosyal medya üzerinden kendi farkındalık kampanyasını başlatabilir. Açıklayıcı videolar, kekeme youtuberler, tweet'ler vs.
Tabii ki bunu yaparken sadece 'bak ben kekemeliği böyle yendim, sen de yap kurtul' şeklinde olmamalı. Kekemeliğin çözümü kolaydır şeklinde kesinlikle olmamalı. Yoksa 15 günde soncuların yarattığı algı daha da beslenecektir.
Kekemelerin çoğunun her ne yaparlarsa yapsınlar yine de kekemeliklerinin devam ettiği bir gerçektir. Kekemeliği yetişkinken de asgari bir düzeye düşüren bası kişiler olsa bile genel ortalama öyle değildir.
Kekemelerin büyük çoğunluğunu temsilen bu videolarda klasik kekemelik (tekrarlama, bloklar) da gösterilmeli, kekemelerin daha ağır basan ikincil semptomları da açıklanmalı.
Ünlüleri dahil etmek
Bir sürü ünlü kekeme var. Onlar bu kampanyalara dahil edilebilirse örneğin bir Hamit Altıntop veya hala kekemeliği devam eden bir ses sanatçısı kekeleyerek kekemelerin her (belki radyo spikerliği dışında) işte çalışabildiği, zeka ve diğer beceriler bakımından hiçbir sorunları olmadığını, sadece konuşurken daha fazla zamana ihtiyaçları olduğunu açıklasalar, bunu da spot olarak Lösemi hastalığı için yapılan kampanyada olduğu gibi TV'de gösterseler inan ki yarı yolu tamamlamış oluruz.
Almanya'da 'Unheilig' diye bir müzik grubu var(dı), 'der Graf' denilen ses sanatçısı tuhaf tuhaf maskeler takar kendini vampirlere benzetirdi. Sonra bir röportajda kekeme olduğu farkedildi ve federasyon çalışanları kendisiyle irtibata geçti. Duyduğum kadarıyla ilk önce tepki gösterdi olur mu ben kekeme değilim filan gibisine. Sonra akıllanarak kekemeliğini açıkça dile getirmeye başladı ve en son TV'de yaptığı bir röportajda sırf kekemeliğini kabullenmemek için, başkası gibi görünmek için bunca maske taktığını, kendi kendini inkar ettiğini anlattı. Ve geniş bir şekilde kekemeliğinden bahsetti. Severi çok olduğu için tüm kekemelere çok büyük bir hizmette bulundu. https://www.youtube.com/watch?v=gUc051HoW8Q
Eski Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden'in hikayesi de buna benziyor. Kekeme olduğunu kekemeler farketmiş, kendisine yazmış, o da önce tepki göstermiş, mevkiinden dolayı endişe duymuş, en sonunda ise Amerikan Kekemelik Kurumu'nun yıllık kongrelerine hep mesajlar sunmuş ve onların yanında olduğunu dile getirmiş.
Bu videoda Joe Biden kekeleyerek kekemelere gülmemek gerektiğini açıklıyor:
(https://www.youtube.com/watch?v=0jMM2TazlcM)
Terapistler Derneği'nden Aşena Ungan bu yıl birçok ünlüye ulaşarak 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü için kampanya hazırlamış. Onun ve diğer terapistlerin der yardımıyla böyle bir kampanya ile TV spotu hazırlanabilir.
https://www.youtube.com/watch?v=ARN0RcvsR8I
Mahkemelere başvurma
Türkiye'de gereksiz olduğu halde birçok iş ilanında 'kekeme olmama şartı' vardır.
Bu şart eşitlik ilkesine aykırıdır (Hiç bir insan engelinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulamaz gibi hükümler var).
Bir işe başvurup başvurmamak kekemelerin takdirine bırakılmalı.
Sonra işe alınıp alınmama konusunda işverenler bu kekemeyi de dinleyip kekemeliğinden başımsız olarak diğer mesleki yeteneklerini değerlendirmeli.
Kekeme olmama şartına rağmen başvuruda bulunan bir kekeme kendini 'suçlu' gibi hissedip kekemeliğini gizlemek zorunda kalır. Kekemeliği farkedilirse de yalancı, sahtekar gibi durur. Buna son verilmeli!
Diksiyonu iyi olan bir sürü kekeme var, meslekleri gereği çok iyi performans gösterirler, seminer eğitim vs. de verirler.
Toastmasters yarışmalarını sık sık kekemeler kazanır!
Ama yine de kekemeler ve kendilerini serbest bıraktıkları anda kekemelikleri belli oluyor.
Bu durum nasıl değiştirilebilir?
- İşinde iyi olan kekemeler kekemelerin 'elçisi' olarak firmalara gidip kekemeler adına reklam yapıp veya spot yayınlayabilir
- Kekemeler ve terapistler derneğinden arkadaşlar bir dosya hazırlayıp şirketlere gönderebilir hatta randevu alıp kendileri eğitim şeklinde personel alımı ile ilgilenen kişilere anlatabilir.
- 'Kekeme olmama şartı' dolayısıyla uluslararası hukuka aykırılıktan dolayı dava açılabilir, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurulabilir (yurtiçi mahkemelerde kesin bir sonuç çıkmazsa veya son hüküm uluslararası hukukla çelişirse)
Kekemeler şahsi olarak engelli olmayı kendilerine yakıştıramıyorlarsa da kekemelik uluslararası alanda bir engel olarak kabul edilmektedir.
Bunun için ya engelli bünyesine alınmalıdırlar ya da 'kekeme olmama şartı' kaldırıldığı zaman normal ve orta seviyeli kekemeler normal konuşan rakipleriyle aynı seviyede tutulmalıdır.
Almanya'da kekeme olmama şartı bildiğim kadarıyla iş ilanlarında geçmiyor.
İşin vasfına göre diploması olan herkes başvuruda bulunabilir.
Tabii ki bizde de kekemeler elenmekten korkuyorlar. Kekemeler, Kekemelik Federasyonu'nun seminerlerine katılarak mülakatlara hazırlanabilir ve kekemeliği nasıl dile getireceklerini öğrenebilir. Bunu siz de yapabilirsiniz!
Türkiye'de bu konuda yapılacak olan çok şey var. Ama bunun öncülüğünü kekemelerden başka hiç kimse yapamaz.
Kadın haklarını da erkekler kadınlara armağan etmedi, bazı cesur öncü kadınların mücadelelerinden ve birçok bedel verdikten sonra ancak haklarımıza kavuştuk.
Yeni Yılda Başarılar, Esenlikler ve Mutluluklar dilerim.