Düzelttim.Bir sorun olmaması gerek.
Yeni bir bakış açısı - İngilizce makale
|
Rica ederim Cemal Bey.Tam halini bekliyoruz.Facebook grubunda da bittikten sonra link olarak paylaşırız.
31/03/2021, 17:04
(Son Düzenleme: 31/03/2021, 17:05, Düzenleyen: cemal alın.)
Tabii çok güzel olur Koray Bey, umarım en kısa zamanda bitiririm.
06/04/2021, 21:20
6. ve Son Bölüm:
Konuyu Genişletme: Yukarıdaki iddiayı desteklemek üzere, bu makalenin ana kısmını, kekemelikte gerçekleşen sürecin altında yatan bileşenleri detaylı olarak açıklamaya adadım. Ancak, herhangi bir kaynağa başvurmadan ve daha az detaylı bir şekilde, konuyla ilgili düşüncelerimi tekrarlayıp, vurgulamak istiyorum. Her istençli hareketteki süreç, bireyin kendisinin hareketi yapma istencinin farkına varmadan evvel başlar. Çünkü bilinçaltı süreçleri, çevreyi değerlendirir ve avantajlı saydığı hareketin yapılması için ön hazırlık sağlar. Bilinçaltı, belirli ortamlarda dezavantajlı (ceza) saydığı hareketlerin yapılması için uygun hazırlığı yapmaz. İşte bu durum, belirli ortamlarda (genellikle diğer insanların olduğu ortamlar) kekeleyen bireylerin konuşma hareketlerinde olan şeyin ta kendisidir. Çevre değiştikçe, ödül beklentisine dayalı olarak uygun hareketleri hazırlayan bilinçaltı süreçler, çevredeki bu değişikliğe bağlı olarak kendi varsayımlarını değiştirir. Kekeleyen birçok kişi için, etkileme arzusu duydukları bir ortama girdiklerinde, kekemelikleri gittikçe şiddetlenir. İşte bunun sebebi, bilinçaltı süreçlerinin söz konusu ortamda konuşma hareketini çok riskli olarak görmesi ve bu bilinçaltı süreçlerin söz konusu ortamda konuşma hareketini bir seçenek olarak sunmamasıdır (yani bilinçaltı konuşma hareketlerini bu ortamlarda desteklemez). Bilinçaltı süreçler konuşma hareketlerinin yapılmasında ana zemin olduğu için kekeme bir birey konuşmaya giriştiğinde, bilinçleri istedikleri konuşma hareketlerini gerçekleştirmede büsbütün çaresiz kalır, zira bilinçaltı gerekli desteği sağlamamıştır. Kekeleyen bireyin çevresinde kimse kalmadığında ve kekeme birey yalnız kaldığında, bilinçaltının konuşma hareketleri için ödül/ceza beklentisi değişir. Onaylanmama tehditti ortadan kalktığından dolayı, konuşma eylemi artık riskli olmaktan çıkar. Sonuç olarak, konuşma hareketleri için altta yatan süreçler, herhangi bir direnç olmaksızın konuşma hareketinin gerçekleşmesine izin verir. Dahası: Yukarıda da adı geçen The Monster Study adlı deney, tüm insanlarda bulunan “motor öğrenme” olgusunu daha da aydınlatmıştır. The Monster Study deneyinde, etraflarındaki tüm yetişkinler tarafından o ana değin kekeme olmayan altı çocuğa kekeme oldukları söylendi. Yaptıkları ufacık bir konuşma hatasında dahi, her seferinde anlık ve güçlü bir negatif geribildirim aldılar. Bilahare altı çocuktan beşi, daha önce kekeme olmadıkları halde kekelemeye başladılar. Bu çalışma, normal konuşan çocukların çok yüksek bir oranını (6/5) kekeme yapan The Monster Study adlı deney tarafından dizayn edildi. Şahsi olarak inanıyorum ki, kekemeliğin oluşmasını sağlayan bir öneğilim (genetik yatkınlık) var, yani kekemeliğin oluşmasında çevrenin tek faktör olduğunu iddia ediyor değilim. Kişide kekemeliğin oluşma olasılığını daha çok artıran muhtemel genetik faktörlerin olduğuna da inanıyorum. Ancak bu öneğilimler (genetik yatkınlık), belki de kekemeliğin oluşmasında tek başlarını bir şey ifade etmiyorlardır. Daha da ileri gidersek, yukarıda açıklandığı üzere tüm insanlar motor öğrenme mekanizmasına sahipler ve bazı insanlar muhtemelen kekemelik tarzı davranışları geliştirmeye daha yatkındırlar (bazıları ise daha az yatkındırlar). Dahası: Gerçek şu ki, kekemelik tarzı davranışların konuşma mekanizmasının dışındaki alanlarda var olması (İşaret dili, Yipler ve dartitiler gibi), olayın kökünün konuşma mekanizmasından daha derin olduğunu güçlü bir şekilde göstermektedir. Ayrıca, genelde kekemelik tarzı davranışlar, iletişim becerilerinden hareket becerilerine değin uzanır. Kekemelik tarzı davranışların oluşmasında katkı sağlayan temel sistem, hareket mekanizması ve ödül mekanizmasıdır. Kekemelik, temelinde ödül mekanizmasının bulunduğu bir hareket bozukluğudur. [Not: Yukarıdaki son cümle ile yazarımız Matthew O’Malley, kendi teorisinin ne olduğunu berrak bir şekilde aktarmıştır. Bu yüzden, yukarıdaki son cümlenin altını çizmek istedim.] Tedavi için Öneriler Neyse ki, ödül mekanizmasının işlenmesine katkıda bulunan kontrol edilebilir faktörler vardır; bunlar uygun şekilde kontrol edildiğinde konuşma hareketlerini destekleyebilir ve konuşma hareketlerinin “cezalandırıcı” değil, “ödüllendirici” olduklarını “hareket-ödül mekanizmasına” yeniden öğretebilir. Bu başarıldığında, konuşma hareketleri daha kolay bir şekilde akıcı olmaya başlayacaktır. Kekemelik ve blok, konuşma hareketlerinin acı verici olduklarına inanan bilinçaltı sayesinde hâsıl olduğundan dolayı, tedavi bilinçaltındaki bu algıyı değiştirmeye odaklanmalıdır. Ödül mekanizmasının şekillenmesi, ekseriyetle bilinçaltında gerçekleşen bir süreç olsa da, bilinçli olarak yaptıklarımızla bu süreci etkileyebiliriz. Bilinçli olarak ne yaptığımız, bilinçaltının, konuşma hareketlerinin uygun olduklarına (ödül) veya uygunsuz olduklarına (ceza) dair nasıl hesaplamalar yapacağı konusunda yardımcı olur. Ayrıca, bilinçaltının konuşma hareketleri için ödül çıktısını nasıl yansıtacağını yeniden şekillendirecek olan egzersizler ve pratiklerle, zamanla bilinçaltındaki bu süreci değiştirebiliriz. Kontrol edilebilir bu faktörler bize biraz güç veriyor. Bir sonraki makalemde tedavi planına daha derin bir şekilde dalacağım. Tedavi planı yukarıda konuştuğumuz teoriye dayanmaktadır ve bu tedavinin her elementinin ardında, kekemelikle alakalı diğer tedavilerin önemli bir miktarının sahip olduğundan daha fazla bir rasyonaliteye sahip olduğunu söyleyebilirim. Tedaviye dair kısa bir giriş: Önemli not: Her insan farklıdır ve ideal olan tedavi planı, her bireyin ihtiyacını karşılamak üzere kişiselleştirilmelidir. Aşağıdaysa, genel tedavi yaklaşımları bulunmaktadır. İnsan olarak direkt kontrol edebileceğimiz sadece üç tane yetiye sahibizdir. Söz konusu bu üç yeti, yaşam boyunca üzerinde direkt kontrol sağlayabildiğimiz biricik yetilerdir. Buna rağmen, bu üç yeti üzerinde tamamen kontrol sahibi değiliz, sadece kısmi bir kontrole sahibiz. Bu üç element şunlardır: 1. Dikkat (Neye odaklandığımız?) 2. Mental aksiyon (Zihnimizle ne yaptığımız? Ne düşündüğümüz? Ne hayal ettiğimiz?) 3. Hareket (İradeli kas hareketlerimiz üzerinde sınırlı bir kontrole sahibiz.) Bunlar, insanlar olarak üzerinde direkt kontrol sahibiz olduğumuz biricik yetiler olduklarından dolayı, biz bunları bilinçaltımızdaki ödül algısını değiştirmek için kullanacağız. Konuşma esnasında bu üç yetimizle ne yapıyor olduğunuzu öğrenmek, size kekemelik üzerinde biraz güç vermeye başlayacaktır. Buna ek olarak, bizi etkileşime (sosyal etkileşim) hazır hale getirecek egzersizleri de yapacağız. Bu egzersizler, insanların huzurunda yapılan konuşma hareketlerinin bilinçaltındaki algısını etkilemeyi hedeflemektedir. Bilinçaltındaki bu algılar değiştiğinde, hareketi hazırlayan bilinçaltı süreçler nerede konuşmak istiyorsak orada konuşma hareketlerinin hazırlığını yapmaya başlayacaktır ve bilinçaltının bu hazırlık süreçlerini yapmaya başlaması demek, konuşma hareketleri için daha fazla akıcılık demektir. Başkalarının huzurunda yapılan konuşma hareketlerinin bilinçaltındaki ödül/ceza iz düşümünü değiştirmeliyiz. Bu, bazı egzersizlerin ne için dizayn edildiğine dair bize ipucu verir. Egzersizler şunu hedefler: 1. Dikkatimiz üzerinde kontrol yeteneğini geliştirmek ve tepkisel duyguları azaltmak için meditasyon yapmak 2. Korkulan anları hayalinde canlandırırken sakin ve huzurlu kalmak 3. Korkulan anlarda akıcı konuştuğuna dair hayalleri canlandırırken sakin ve huzurlu kalmak 4. Kekemelikle alakalı her gün yaşanmış negatif anıları yeniden yaşamak ve bu anıları yeniden işlemek [olumlu yönde] 5. Geçmişte konuşma/kekemelik ile alakalı yaşanmış acı verici anları yeniden işlemek [olumlu yönde] 6. Başarılı etkileşimleri yeniden yaşamak ve hissetmek Ayrıca, otomatik/doğal konuşma becerisini inşa edeceğiz 1. Eğer tek başınıza kitap okurken akıcıysanız, elinizden geldiğince yüksek sesle kitap okuyun 2. Eğer akıcıysanız, tek başınıza TV spikerliği yapın (kendi düşüncelerinizi üreterek) 3. Gramere pek özen göstermeden ve otomatik bir şekilde yazın 4. Olabildiğince çok ortamda doğal ve otomatik olarak konuşun Çok pozitif ve optimistik bir mentalite inşa etmek: 1. Kendinizi, hem genel olarak ama daha çok sosyal etkileşimlerle ilgili olarak pozitif onaylamalarla bombardımana tabi tutun. 2. Kendinize duyduğunuz derin inanç, endişelerinizi azaltıp, akıcılığınızı artıracaktır (“nocebo” etkisiyle mücadele edin) 3. Her bir etkileşimi pozitif olarak ele alın (“bu adam iletişim kurmak istiyor” veya “kekemelikten korkmak gülünç bir şey” gibi pozitif düşünün) 4. Etrafınızı pozitif mesajlarla donatın ve her daim pozitif girdileri elde edin (kitaplar, müzik vs.) Yukarıda verilenler, kekemelik tedavisi için bazı genel planları içermektedir. Bir sonraki makalemde söz konusu tedavi düşüncesini ve metotları geniş bir şekilde ele alacağım. Dahası Korku ve Kekemelik Kekemelik ve korku arasında bir korelasyon olduğuna dair spekülasyonlar uzun zamandır tartışılıyor. Korku, beklentisel bir duygudur. Korkunun olması demek, bazı deneyimlerin acı verici olacağı “beklentisine” sahip olmak demektir [bu yüzden insanın korkuları ve kaygıları hep geleceğe yöneliktir, içinde bulunan ana veya geçmişe yönelik değildir]. Korku, bilinçaltınızın muhtemel bir acının olasılığını yansıttığını gösterir. Yukarıdaki bakış açsına dayalı olarak kekemelik tedavisi, korkuyu ortadan kaldırmaktan ziyade, daha çok, bilinçaltındaki bu acı beklentisini değiştirmeye yönelik olmalıdır. Kekemelik, bilinçaltındaki acı beklentisinin bir sonucu olarak hasıl olur, korku nedeniyle değil. İç Konuşma ve Kekemelik İç konuşma, basitçe bizim iç diyalogumuzdur. Kelimeler üzerinden yapılan bir tür işitsel düşüncedir. Ebeveynlerini veya etkileşim içerisinde oldukları yetişkin insanları memnun etmek için, bazı noktalarda çocuklar, “yüksek sesle konuşmamaya” başlarlar. Bunun sonucu olarak, iç konuşma başlar veya artar. “Yüksek sesle konuşmama” ve bunu iç diyaloga dönüştürme, muhtemelen kekemeliğin ana nedeni ve başlangıcıdır. Bunun hakkında daha fazlası için ( https://understandingdysfluency.com/2016...hed-light/ ). [Not: Makalemizin sonuna gelirken, yazarımızın, yani Matthew O’Malley’in, “İç Konuşma” adlı son bölümde söyledikleri, kekemeliğin başlangıcı için önemlidir. Yazarımıza göre, kekemeliğin başlangıcı, çocuk yaşta, bir şekilde ebeveynlerimizi veya etrafımızdaki insanları memnun etmek (onlardan onay almak) için konuşmamaya başlamamamız ve iç diyaloga dönmemizmiş. Verdiği adreste, bu konuyu daha detaylı ele alıyor.] Alıntı Yapılan Çalışmalar Dartitis. (2017, August 3). In [i]Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved[/i] 22:43, September 8, 2017 Goodrich, B. G. (2010). We Do, Therefore We Think: Time, Motility, and Consciousness. [i]Reviews in the Neurosciences, 21(5). doi:10.1515/revneuro.2010.21.5.331[/i] Keitz, M., Martin-Soelch, C., & Leenders, K. L. (2003). Reward Processing in the Brain: A Prerequisite for Movement Preparation? [i]Neural Plasticity, 10(1-2), 121-128. doi:10.1155/np.2003.121[/i] Kravitz AV, Tye LD, Kreitzer AC. Distinct roles for direct and indirect pathway striatal neurons in reinforcement. [i]Nat Neurosci. 15(6):816-8 (2012 Jun).[/i] Libet, Benjamin. “Unconscious Cerebral Initiative and the Role of Conscious Will in Voluntary Action.” [i]Behavioral and Brain Sciences 8.04 (1985): 529.[/i] Nathan F Parker, Courtney M Cameron, Joshua P Taliaferro, Junuk Lee, Jung Yoon Choi, Thomas J Davidson, Nathaniel D Daw, Ilana B Witten. [i]Reward and choice encoding in terminals of midbrain dopamine neurons depends on striatal target. Nature Neuroscience, 2016; DOI: 10.1038/nn.4287[/i] Paton and Louie. Reward and punishment illuminated. [i]Nat Neurosci. 15(6):807-9 (2012).[/i] Princeton University. (2016, April 25). Dopamine neurons have role in movement, new study finds. [i]ScienceDaily. Retrieved October 19, 2017 from www.sciencedaily.com/releases/2016/04/160425143110.htm[/i] Reward/punishment dopamine and mechanisms of reward and punishment. (2016). [i]SpringerReference, 19(3). doi:10.1007/springerreference_302700. Retrieved October 22, 2017, from http://www.life-enhancement.com/magazine/article/3568-rewardpunishment-dopamine-and-mechanisms-of-reward-and-punishment[/i] Shadmehr, R., Xivry, J. J., Xu-Wilson, M., & Shih, T. (2010). Temporal Discounting of Reward and the Cost of Time in Motor Control. [i]Journal of Neuroscience, 30(31), 10507-10516. doi:10.1523/jneurosci.1343-10.2010[/i] Shiner, T., Seymour, B., Symmonds, M., Dayan, P., Bhatia, K. P., & Dolan, R. J. (2012). The Effect of Motivation on Movement: A Study of Bradykinesia in Parkinson’s Disease. PLoS ONE, 7(10). doi:10.1371/journal.pone.0047138 Snyder, G. (2006, October 22). The Existence of Stuttering in Sign Language and other Forms of Expressive Communication: Sufficient Cause for the Emergence of a New Stuttering Paradigm? Retrieved October 28, 2017, from http://www.mnsu.edu/comdis/isad9/papers/snyder9.html Yips. (2017, July 17). In [i]Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved[/i] 22:43, September 8, 2017
07/04/2021, 02:26
Teşekkürler...
Öncellikle Petra Hanım, Koray Bey ve Ercan Bey’e bu güzel forum için teşekkürlerimi iletiyorum (tanımadığım ve bu forumda emeği geçmiş olan diğer herkese de). Sonra Matthew O’malley’in elimden geldiğince çevirmeye çalıştığım söz konusu makalesini buraya değin okumuş olanları da tebrik ediyorum, zira uzun bir yazı. Yazı Word dosyasının A4 kâğıdında yaklaşık 23 sayfa tuttu ve normal kitap sayfasındaysa çok daha fazla tutacağı açık. İyisiyle kötüsüyle çevirdim, hatalar elbette ki vardır, af buyurun. Fakat O’Malley’in düşüncesini ve teorisini sarih bir şekilde aktarabildiğimi düşünüyorum. Koray Bey, size de ayrıca çok teşekkür ederim, bana yazılarımı düzeltme şansı tanıdınız. Böylece, elimden geldiğince, gözümden kaymış olan hataları düzelttim. Petra Hanım’a, bu yazıyı paylaştığı ve çevirmeye teşvik ettiği için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Yorumda bulunup, desteğini esirgemeyenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bundan 5-6 yıl önce kendimi tanımaya, kim olduğumu öğrenmeye başlamıştım, zira bundan evvel, ne ben ne de ailem, kekemeliğimi kabul etmiyorduk. Ama dediğim gibi bundan 5-6 yıl önce, yani 21 yaşlarımda (biliyorum çok geç yaşta) kekeme olduğumu en acı verici tecrübeyle kabul ettim. O gün bu gündür, kekemelik benim vaktimi daha çok çalmaya başladı ve bu süre zarfında tanıdığım kişiler Petra Hanım ve Ercan Bey idi. Onlar sayesinde kekemeliğin benim suçum olmadığını anladım. Zira hepiniz gibi, benim de çevremdeki eş dost, “konuşurken sakin ol,” yok işte “ağzına kalem koy ve sesli kitap oku,” minvalinde muhtelif densizlikler yapıyorlardı bilmeden, onları da suçlamam elbette ama moralimi çok bozuyorlardı, sanki suçlu benmişim gibi davranıyorlardı. “14 günde kekemelikten kurtul” tarzı kurumları bana öneriyorlardı, türbelere gidip dua etmemi öneriyorlardı… neyse ki bu güzide insanlar sayesinde suçlunun ben olmadığımı anladım. Neyse biraz duygusal konuştum, en iyisi kısa keseyim. Bu arada dediğim gibi, herhangi bir itiraz olmazsa eğer, ben O’Malley’in teorisini burada tartışmaya açmak istiyorum. Zira önemli şeyler söylediği kesin ve O’Malley’in söz konusu teorisi üzerinde burada açılacak bir tartışmanın faydalı olabileceğini düşünüyorum. Kendimce söz konusu teorinin güçlü taraflarını ve gene kendimce zayıf veya şüpheli bulduğum tarafları anlatacağım bir yazı hazırlıyorum. Birkaç güne burada yazarım herhalde. Tartışmaya katılan olursa çok iyi olur. Kim bilir, belki de aramızdan birileri güzel şeyler söyleyebilir, ufkumuzu genişletebilir. |
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
Konuyu Okuyanlar: 4 Ziyaretçi